Yıldırım, 81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Bugün bölücü terör örgütünde gözünü kırpmadan toplulukların içerisine girip kendini patlatarak insanların hayatını yok eden; devletin silahını, tüfeğini, uçağını, helikopterini alarak, vatandaşlarımızın üzerine gözünü kırpmadan ateş açanlar, şüphesiz bizim amaçladığımız, bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler değiller. Demek ki bir yerde eksik bıraktığımız bir şey var. Onu mutlaka bulmalıyız ve telafi cihetine gitmeliyiz." dedi.
Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, Öğretmenler Günü dolayısıyla 81 ilden gelen öğretmenlerle yemekte bir araya geldi.
Konuşmasında insan hakları konusunu önemsediklerini, her çocuğun insan hakkı bilinciyle yetişmesi ve hakkına sahip çıkabilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Çocuklarımız hem evrensel olanı hem de yerel olanı birlikte öğrenmeli, birlikte değerlendirmeli. Yeniye ve yeni olana açık, öğrenmekten, araştırma yapmaktan zevk alan, kitapları bir arkadaş, bir dost bilen öğrenciler mutlaka bizim geleceğimizdir. Her çocuk, biriciktir her çocuk, keşfetmeyi bekleyen bir evrendir. Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerinin keşfedilmesinde en büyük rehberlik görevi şüphesiz sizler ve anne babalardır." ifadesini kullandı.
- "Bu meslek bir sevda işidir"
Öğretmen ve öğrencilerin eğitim piramidinin en tepesinde yer aldığını ve Milli Eğitim Bakanlığının her türlü hizmet ve desteği vermek için hazır olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Öğretmenlerimize hak ettiği değeri vermek için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Bu meslek bir sevda işidir, işine aşık olmayan başarılı olamaz. Para her şey değil, madde her şey değil. Yaptığımız işi severek yapacağız, memleket, vatan sevgisi olarak göreceğiz. Bugün bölücü terör örgütünde gözünü kırpmadan toplulukların içerisine girip kendini patlatarak, insanların hayatını yok eden, devletin silahını, tüfeğini, uçağını, helikopterini alarak, vatandaşlarımızın üzerine gözünü kırpmadan ateş açanlar, şüphesiz bizim amaçladığımız, bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler değiller. Demek ki bir yerde eksik bıraktığımız bir şey var. Onu mutlaka bulmalıyız ve telafi cihetine gitmeliyiz."
Başbakan Yıldırım, hiçbir öğretmenin amacının insanları öldüren, vatanına, ülkesine ihanet eden yarının yetişkinlerini eğitmek olmadığını dile getirerek, "Sizin amacınız ülkemizi müreffeh yarınlara taşıyacak, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal’in hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak öğrenciler yetiştirmektir." dedi. Bu noktada herkese görev düştüğünün altını çizen Yıldırım, "Hükümet olarak bizlere, eğitim camiamızın en seçkin kişileri olarak siz öğretmenlerimize çok büyük ama çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Baş aktör daima sizlersiniz, çocuklarımızın hayatında en önemli rolü siz oynuyorsunuz. Siz nasıl şekillendiriyorsanız çocuklar, yarına o şekilde yürüyor. Bunun bilincinde olduğunuzdan eminim ve görevinizin hakkını vermek için her türlü fedakarlığı göstererek gayretle çalıştığınıza eminim." ifadelerini kullandı.
- "Bu ülkenin hiçbir evladını kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktur"
Tüm çocuklara bakışlarının aynı olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu güzel ülkenin her evladı bizim için aziz bir emanettir. Bu ülkenin hiçbir evladını kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktur. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu ülkenin bütün çocuklarına sahip çıkacak hiçbirini ne bölücülere ne Fetoculara asla ve asla kurban etmeyeceğiz, asla onlara bırakmayacağız. Hiçbir öğrencimiz ya da eğitim çalışanımız kökeni, kültürü, kimliği gibi sebeplerle dışlanmayacak her türlü ayrımcılığın daima karşısında olacağız. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışan kötü niyetli yapılanmalara hiç ama hiçbir zaman prim vermeyeceğiz, fırsat vermeyeceğiz."
Başbakan Yıldırım, "Terör örgütleri yakın geçmişte eğitim kurumlarımıza sızmak için çok gayret ettiler ama artık o günler inşallah geride kalıyor. 15 Temmuz'da ülke olarak yaşadığımız bu acıları bir daha yaşamamak için bütün terör unsurlarını eğitim kurumlarımızdan temizliyoruz, Fetocuları da bölücüleri de aranızdan çıkarıyoruz." dedi.
Türkiye'nin dört bir yanında değişik bölgelerde bin bir zorluklarla görev yapan öğretmenlerin emeklerinin büyük olduğunu ve üzerilerinde haklarının çok olduğunu dile getiren Yıldırım, "Öğrencisi ağladığında göz yaşını silen, pantolonu söküldüğünde diken, öğrencisi açken üzülen, tokken sevinen yine siz öğretmenlerimizsiniz. Öğrencilerimizin başarılarını anlatırken gözünün içi gülen yine siz değerli öğretmenlerimizsiniz. Okuluna namusu gibi sahip çıkan, yıkılan bahçe duvarını onaran, bahçeye çiçekler eken, duvarı süsleyen tüm öğretmenlerimize şükranlarımızı, teşekkürlerimizi sunuyoruz." diye konuştu.
Tüm emekli öğretmenlere de teşekkürlerini sunan Yıldırım, kendisinin ilkokul öğretmeni Galip Kumbar ile eşi Semiha Yıldırım'ın öğretmeni Turhan Çelik'in de davetliler arasında bulunduğunu söyledi.
Göreve yeni başlayan genç öğretmenlere çıktıkları uzun ve meşakkatli yolculukta üstün başarı dileklerini ileten Yıldırım, "Okul sınırlarından kötülüğü def eden, iyilik tohumları eken, yarınları sevgiyle inşa eden siz değerli öğretmenlerimiz iyi ki varsınız. 14 Kasım 1928'de Başöğretmen unvanı alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve değerli silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi sizlerin huzurunda şükranla minnetle yad ediyorum. Ebediyete intikal eden bütün öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi şehit olan öğretmen Yusuf Elitaş ile Ramazan Konuş'a da Allah'tan rahmet dileyerek, "Özellikle Van depreminde kaybettiğimiz 75 öğretmenimizi de eğitim şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle saygıyla anıyorum, mekanları cennet olsun. Terör nedeniyle Doğu'da Güneydoğu'daki şehit olan tüm öğretmenlerimizin emanetleri bizim emanetimizdir. Onların bıraktığı bu emanete el ele vererek mutlaka sahip çıkacağız. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği siz değerli öğretmenlerimize emanettir. Allah yar ve yardımcımız olsun." diye konuştu.
Ortaokul son sınıf dönemindeki bir anısını anlatan Yıldırım, o dönemde öğretmen olmaya karar verdiğini, yatılı öğretmen okulu sınavlarına müracaat etmek için okul müdürlüğüne başvurduğunu söyledi. Sınava giriş için alınması gereken kağıdı göremediği için okul müdürüne gittiğini aktaran Yıldırım, okul müdürüne öğretmen olmak istediğini, sınav giriş belgesini almak için geldiğini söylediğini aktardı.
Okul müdürünün kağıdı yırtıp çöpe attığını, kendisine "Sen öğretmen olmuyorsun, hadi git" dediğini dile getiren Yıldırım, "Çok şaşırdım, ağladım ve üzüldüm. O kadar çok istiyordum. Ama bazen sizin elinizde olmayan kader çizginiz, geleceğiniz değişebiliyor. Öyle bir olayı yaşadım. O yüzden öğretmenlerin insanın şekillenmesinde, hangi yola gideceğini belirlemesinde çok büyük katkısı, önemi var." şeklinde konuştu.
Yıldırım, lisede okurken de fizik öğretmeninin mühendis olması için kendisini yönlendirdiğini belirtti.
Öğretmenlerin vereceği vizyon ve ufkun öğrencilerin geleceğini belirlediğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Hiçbir öğretmenimiz ülkesini, bayrağını, milletini sevmeyen bir insanın yetişmesi için gayret göstermemiştir, buna yüzde yüz eminim. Ama önümüzde bir de böyle bir gerçeğimiz var. Demek ki bazı şeyleri gözden geçirmemiz, öz eleştiri yapmamız lazım, nerede hata yapıyoruz? Biz yöneticiler, siz öğretmenler olarak öğrencilerimizin sadece bilgi yüklü insanlar olarak değil, değerlerimizi, ülkemizi, milletimizi, geleceğimizi de inşa edecek altın nesiller olarak yetiştirilmesi için sihirli anahtar sizin elinizde, buna yürekten inanıyoruz."
- Çankaya Köşkü'nde duygusal anlar
Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın ev sahipliğinde Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen programa, 81 ilden 380 öğretmen katıldı.
Program öncesi Ankara Hacı Bayram Camisi İmam Hatibi Ahmet Karalı, Kur'an-ı Kerim okudu. Programda, öğretmenleri temsilen kürsüye gelen 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'da şehit olan Ramazan Konuş'un öğretmen eşi Hacer Konuş, o gece yaşadıklarını anlattı. Konuş'un, eşinin şehit olduğu anları paylaştığı sırada, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, duygusal anlar yaşadı.
Bandırma'da yaşayan ancak tatil için Ankara'da bulunan çocuklarını almaya geldikleri gün, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine büyük kızı Rümeysa ve eşi Hacer ile el ele tutuşarak karşı duran Veteriner Hekim Ramazan Konuş, 15 Temmuz gecesi olay yerinde şehit olmuştu. Kızı Rümeysa ve eşi Hacer Konuş ise 15 Temmuz gecesi yaralanarak gazi olmuştu.
(Bitti)