İzmir Yabancı Sermayeli Firmalar Buluşması

23 Kasım 2016 Çarşamba

İZMİR (AA) - Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt, Türkiye ekonomisi için AB ile işbirliğinin büyük önem taşıdığını belirterek, "Türkiye ekonomisi için AB ile iş birliği çok önemli. Bu iş birliği ortadan kalkarsa Türkiye’nin görünümü tamamen değişebilir” dedi.

İzmir Kalkınma Ajansı tarafından Dünya Bankası desteğiyle üçüncüsü düzenlenen İzmir Yabancı Sermayeli Firmalar Buluşması, Hilton Oteli’nde yapıldı.

Toplantıda Türkiye ekonomisine yönelik görüşlerini bir sunumla paylaşan Zutt, inişli çıkışlı bir seyir gösteren büyüme rakamlarının son 4-5 yılda yeniden durağanlaştığını, bunun ülkenin orta gelir tuzağına düşüp düşmediği sorularını akla getirdiğini dile getirdi.

Türkiye için “Neden büyüme grafiği artık düz olmaya başladı, bunu artırmak için ne yapabiliriz ?” sorularına odaklanılması gerektiğine işaret eden Zutt, Türkiye’nin geçen dönemde yaptığı en başarılı işin yoksulluğu azaltmak olduğunu söyledi. Zutt, son 15 yılda yoksulluğun yarı yarıya düşürülmesinin önemli bir başarı olduğunu vurguladı.

Açık bütçe, şeffaflık, iş yapma kolaylığı ve ekonomik özgürlük endekslerinde Türkiye’nin 2008’de yaşanan resesyon öncesi seviyenin gerisinde kaldığına dikkati çeken Zutt, “Türkiye'de yatırım için daha kötü bir ortam mı oldu eskiye göre ? Bu şu anlama geliyor, diğer ülkeler reformlar yapıyorlar ve Türkiye’ye göre daha hızlı ilerliyorlar” diye konuştu.

Ülkedeki insanların çoğunun çalışma hayatının içinde yer almasının Türkiye’nin en önemli avantajlarından olduğunu dile getiren Zutt, bu avantajın kullanılabilmesi için iş gücünün kalifiye hale getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin verimlilik konusunda 2010 öncesi dönemi yakalaması gerektiğini anlatan Zutt, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin toplam verimlilik büyümesi 1980 ve 90’larda son derece düşüktü, 2000’lerde hızla büyüdü. 2010’larda tekrar düştü. Bu son derece kaygı verici biri istatistiktir. Ülkeler verimli olursa zengin oluyorlar. Verimlilikte başarısızlık var, son 5 yılda düşüş oldu. Bu sadece Türkiye’ye has olan bir şey değil birçok gelişmekte olan ülke bu problemle karşılaşıyor. Türkiye, firmalarını Avrupa değer zincirine entegre ederek harika bir iş yaptı. Son 15 yılda otomotiv parçaları, beyaz eşya gibi sektörlerde şirketler Avrupa değer zincirinin önemli bir parçası haline geldi. Ancak Türk firmaları bu zincirin içinde montaj, dağıtım gibi daha az değerli kısmında yer aldı. Tasarımda, satış sonrası serviste, pazarlamada çok daha az aktif. Aslında en fazla para kazanılan yerler bunlar. Türkiye’nin yapması gereken şey değer zincirinin iki ucuna yayılmak.”

Zutt, Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatında da 2010 sonrası düşüş yaşadığını anlattı.

- Şehirleşme başarısı

Türkiye’nin en önemli başarı alanlarından birisinin de şehirleşme alanında yaşandığını, daha önce çalıştığı 30’e yakın ülkede böyle bir başarı görmediğini belirten Zutt, ulaşım, konutlaşma, su tedariği, atık yönetimi gibi konularda başarı grafiğinin korunması gerektiğini kaydetti.

Enerji verimliliği ve su kıtlığının da ülke için önemli risk noktaları olduğuna değinen Zutt, Türkiye’nin felaketlerden kaçınma konusunda zor bir coğrafyada olmasına rağmen başarısına dikkati çekti.

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zutt, şöyle konuştu:

"Makro ekonomik istikrar konusunda ise Türkiye son 15 yıldır çok şanslı oldu, makroekonomik yönetim çok iyi oldu, bu şekilde devam etmesi çok önemli. Hükümetin bazı hassas noktalara dikkat etmesi gerekiyor. Bunları onlar da gayet iyi biliyor. Enflasyon yüzde 8 civarında, yüksek ama kontrol altında. Hedeften biraz daha fazla. Bunun daha düşmesini bekliyoruz. Çünkü yüzde 8’lerde uzun süredir duruyor. Cari açık konusunda ise son 3-4 yılda iki önemli unsurdan yararlandı, küresel düşük faiz oranıyla cari açığı finanse etmek kolay oldu. Petrol fiyatının düşük olması da cari açığı azalttı. Ancak bunu neredeyse tesadüfen yaptı, yapısal bir değişiklik olmadı. Küresel faiz oranları ve petrol fiyatları artarsa ki bunun olma ihtimali yüksek, cari açık yine çok büyük problem olabilir. Bu, sıcak parayla finanse edilecektir.”

Kurun zayıflaması ve ABD’deki faiz oranlarının artması beklentisinin de Türkiye ekonomisi için dikkat edilmesi gereken unsurlar olduğuna işaret eden Zutt, Türkiye’nin yurt dışındaki borç verenlerle ilişkilerinin iyi olduğunu, ancak resesyon yaşanırsa tablonun değişebileceğini ileri sürdü.

“Bizce hükümetin en önemli kısa vadeli amacı büyümenin hızla düşmemesi olmalı, hızla düşerse sonunda kötü bir durumla karşılaşabiliriz” ifadesini kullanan Zutt, Türk bankacılık sektörünün iyi durumda olduğunu ancak yurt içi tasarrufların da artması gerektiğini kaydetti.

- AB ile ilişkiler

Türkiye’deki yabancı sermaye yatırımlarının 2008’deki ekonomik resesyon sonrası beklenen düzeyin altında kaldığını, bunun tekrar yükseltilmesi için AB ile iş birliğinin çok önemli olduğunu dile getiren Zutt, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin en büyük ticari partneri olarak AB’nin yerini ne alabilir, orta vadede bile bunu söylemek zor. Sizler büyük ve iyi gelişmiş bir piyasanın hemen yakınındasınız. Onlar sizden daha inovatif, yüksek teknolojili mal ve hizmet üretmenizi istiyor, böylece dünyanın başka yerlerine de ihracat yapıyorsunuz. AB ile iş birliği ortadan kalkarsa Türkiye’nin görünümü tamamen değişebilir. Ekonomik açıdan bu ilişki çok önemli.”

İzmir Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz ise ABD merkezli Brookings Enstitüsü araştırmasına göre İzmir’in dünyanın en hızlı büyüyen ikinci metropolü olduğunu belirterek kentin her yıl yaklaşık 150 yeni yabancı sermayeli firmayı çektiğini söyledi.