TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üyesi Kocabıyık:
İZMİR (AA) - TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üyesi ve AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, 15 Temmuz'a "darbe girişimi" demenin doğru olmayacağını belirterek, "Komisyonda şu ana kadar 33 kişiyi dinledik, biri hariç Genelkurmay Başkanlarını dinledik. Oradan çıkardığımız sonuç da bunun bir işgal girişimi olduğu." dedi.
Kocabıyık, Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN) İzmir Şubesinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) misafirhanesinde düzenlediği toplantıda, 15 Temmuz gecesi Cumhuriyet tarihinin en önemli olayının yaşandığını, Osmanlı'dan günümüze böylesi bir olayla karşılaşılmadığını söyledi.
15 Temmuz'a darbe denmemesi, yeni bir tanımlama yapılması gerektiğini belirten Kocabıyık, 15 Temmuz'un Türkiye devletini ve Türkiye'yi ele geçirme amacıyla işgal girişimi olduğunu belirterek, "Bunun sağlamasını yaparsan görürsün. Sağlaması da milletin bu girişimi yapanlara o gece verdiği tepkidir. Milletimiz bugüne kadar kuyumcu titizliği ile hareket ederek hiç hata yapmadı. Bu millet hiçbir seçimde de hata yapmıyor. Milletin reaksiyonlarına baktığınız zaman en doğru tanım ortaya çıkar." diye konuştu.
Uçağın, helikopterin önüne duran, tankın üstüne çıkan, mermilere göğüs geren vatandaşların hepsinin ortak bir noktada buluşarak, Türk bayraklarıyla işgal girişimine karşı durduğunu kaydeden Kocabıyık, şöyle devam etti:
"Birliktelik halinde gösterilen bu tepki, yapılanın klasik bir darbe ile yönetimi ele geçirme türünden bir girişim olmadığını gösteriyor. O gece bir düşman işgali karşısında ne yapmak gerekiyorsa milletimiz onu yaptı. Komisyonda şu ana kadar 33 kişiyi dinledik, biri hariç Genelkurmay Başkanlarını dinledik. Oradan çıkardığımız sonuç da bunun bir işgal girişimi olduğu. Burada herhangi bir devleti telaffuz edip arkasında şu var demek doğru değil. Ama adına Batı dediğimiz, kendilerini demokrat batılı devletler olarak tanımlayan veyahut Atlantik'in öte tarafındaki birtakım küresel güçler, benim sezgilerim devletlerin hükümet kararlarıyla olmasa da içindeki birtakım istihbarat örgütleri ve Türkiye'nin güneyinde bir uydu devleti planlayan devletimizin içindeki birtakım unsurlar, ellerindeki FETÖ gibi bir örgütü kullanarak bunu yapmak istediler."
Türkiye'de dünyanın en büyük yatırımlarının yapıldığını bunların bazı ülkelerin çıkarlarına ters düştüğünü ifade eden Kocabıyık, sadece İstanbul'da yapılan havalimanının Almanya'nın bu alandan kazandığı 15 milyar avroyu etkilediğini söyledi. Türkiye'nin "durdurulması gerektiği" görüşünde birleşildiğini dile getiren Kocabıyık, darbe girişiminin başarılı olması durumunda Türkiye'nin 50 yıl geriye gideceğini, bunun da küresel güçler açısından istenilen bir durum olduğunu sözlerine ekledi.
Kocabıyık, komisyonda dinledikleri kişiler, elde ettikleri rapor ve belgelerden FETÖ'nün geçmişinin 1967'ye kadar gittiğini tespit ettiklerini, 1990'lı yılların ortasından itibaren korumaya alınan örgütün 40 yılı aşkın zamanda Türkiye'deki ve dünyadaki uzantılarının kök saldığını söyledi.
"FETÖ 2002'den sonra palazlandı" görüşünün gerçeği yansıtmadığını belirten Kocabıyık şöyle devam etti:
"Komisyonda 1991 yılında polis istihbaratın bunları tespit ettiğini, 1992 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarında bunların çok tehlikeli bir örgüt olduğu, polis kolejlerinin yüzde 50'sini ele geçirdikleri yazılmış. Ankara Emniyet Müdürü Celal Saral 1999'da bir rapor yazmış, raporda 15 Temmuz sonrası FETÖ üzerine söylediğimiz sözlerinin ve tanımların o raporda olmayanı yok. Orada örgüt sözü de kullanılıyor. 'Bunlar kontrol edilmezse ileride ülkenin başına çok büyük sorun olur. Polise, silahlı kuvvetlere sızıyorlar' demiş. Raporu da şöyle bitiriyor; 'Eğer önlem alınmazsa tarihteki Babaliler, Şey Bedrettin, Şeyh Sait gibi dini de kullanan örgütler, topluluklar gibi bu yapıda günü gelince isyan edecek, Türkiye'ye çok ağır maliyetleri olacak'. Bunlar, tarihte yaşananlardan çok daha sinsi, çok daha tehlikeli. Bize bugün 'FETÖ'yü palazlandırdınız' diyenlere, '1991'de SHP, 1999'da da Ecevit iktidardaydı, siz neden o zaman önlem almadınız o halde? Devletin ilgili birimleri o tarihlerde raporlarında yazmış' diyoruz."
- "15 Temmuz'da başarılı olsalardı iç savaş çıkardı"
7 Şubat 2012'de yaşanan MİT krizinde gerçek yüzü görünen FETÖ'nün suç işlemeye başladığını anlatan Kocabıyık, bunun üzerine para kaynağı, insan kaynağı olarak kullandıkları dershanelerinin kapatılması kararı alındığını hatırlattı.
Kocabıyık, "Bize FETÖ'yü büyüttünüz diyen CHP biz bunların dershanelerini kapatalım dediğimizde kıyameti kopardı. Anayasa Mahkemesine gidip iptal ettirdiler. Bunu komisyonda yüzlerine söyleyince de susuyorlar. MİT olayında kanun çıkarttık, CHP Anayassa Mahkemesine gitti. Nasıl mücadele edeceğiz? Şimdi de mağdur diye bir edebiyat çıkardılar. Mağdur var mı içinde dedik. 'Yüzde 99 mağdur' diye bir şey yok." dedi.
15 Temmuz'un başarılı olması durumunda Türkiye'nin iç savaşa gideceğini dile getiren Kocabıyık, "Biz bunlardan devleti yine alırdık ama yüz bine yakın ölü olurdu. Şimdi 250 şehit verdik 2 bin 500'e yakın yaralımız var. Bu bedeli ödeyerek bu girişimden moralle çıktık. Öbür türlü bizim çocuklarımızın geleceği yoktu. Bugün Türkiye Atatürk'ün hayal ettiği noktaya hemen hemen ulaştı. Darbeler olmasaydı 20 sene önce ulaşacaktı." diye konuştu.
- Terörle mücadele
Türkiye'nin dünyada söz sahibi güçlü bir devlet olduğunu, FETÖ'yü devletten temizleyeceklerini, PKK'nın da kökünü kazıyacaklarını ifade eden Kocabıyık, "Tansu Çiller'in başbakan olduğu dönemde baş danışmanlığını yaptım. O dönemde de terörle mücadele edildi ancak gelinen süreçte o dönem yapılan terörle mücadelenin, şu anda yapılanın yüzde 1'i bile olmadığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
PKK teröründen Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli vatandaşların da çok rahatsızlık duyduğunu, artık bitmesini istediklerini, devletin yanında yer aldıklarını vurgulayan Kocabıyık, terörün siyasi uzantılarının tutuklandığı dönemde huzur isteyen vatandaşların hiçbirisinin buna ses çıkarmadığını kaydetti.
SİME-SEN Genel Başkanı Serdar Dursun, konuşmasının ardından Kocabıyık'a plaket verdi.