Yıldız Teknik Üniversitesi akademik yılı açılışı

17 Kasım 2016 Perşembe

İSTANBUL (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Hayalini kurduğumuz Türkiye’yi inşa etmek için öncelikle sistem sorununu çözmemiz gerektiğine inanıyoruz." dedi.

Özlü, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2016-2017 akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada, bu yılın akademik personel, öğrenciler ve Türkiye'deki bütün üniversiteler için hayırlara vesile olmasını diledi.

Kendisinin de YTÜ'den mezun olduğunu anımsatan Bakan Özlü, şunları söyledi:

"Üniversitemizde, birkaç yıl araştırma görevlisi olarak da çalıştım. Meslek hayatımın geri kalanını ise Savunma Sanayii Müsteşarlığında geçirdim. Tüm meslek hayatım boyunca, üniversitemizde aldığım eğitimin, o dönemde kazandığım ilke ve değerlerin her zaman çok büyük faydasını gördüm. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu olmanın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevini yerine getirirken de yine en önemli artılarımdan biri olduğunu düşünüyorum. Hem bu üniversitenin hem de yaşadığımız şehrin kıymetini çok iyi bilmemiz, vaktimizi verimli geçirmemiz önemli. Bu üniversitede okumak gerçekten bir ayrıcalık. Gençlerden ufkunuzu geniş tutmanızı istiyorum. Bu üniversite ve bu şehir büyük hayaller kurmanızda vesile olacak özelliklere sahiptir."

Özlü, üniversite yıllarının 1980 darbesinin hemen sonrasına denk geldiğini anlatarak, "Diğer darbeler gibi, 1980 darbesi de en çok bu ülkenin gençliğini hedef almıştı. Birçok arkadaşımız, karamsar, kötümser, umutsuz bir ruh haline bürünmüştü. 15 Temmuz darbe girişimini bertaraf etmiş olmamızın en önemli neticesini burada aramak gerektiğine inanıyorum. O gece, gençlerimizin üstüne bir kere daha büyük bir karabasanın çökmesine izin vermedik." şeklinde konuştu.

Her yönüyle daha güçlü, müreffeh bir Türkiye inşa etmek için daha fazla çalışılması gerektiğini aktaran Özlü, "Bugüne kadar basamakları birer birer çıktıysak, bundan sonra üçer beşer çıkacağız. Bugüne kadar yürüdüysek, bundan sonra koşacağız. Hayalini kurduğumuz Türkiye’yi inşa etmek için öncelikle sistem sorununu çözmemiz gerektiğine inanıyoruz." dedi.

Bakan Özlü, Türkiye'de ne yazık ki sistem tartışmalarının doğru bir mecrada seyretmediğini vurgulayarak, "Çünkü bazıları ısrarla sistemi konuşmuyorlar. Israrla sistemin üzerinde oturtulması gereken ilke ve değerleri konuşmuyorlar. Onlar, sisteme değil isimlere odaklanıyor." diye konuştu.


- "Muhtemel bir referandumda milletimiz ve gençlerimiz en doğru kararı verecektir"


Özlü, "Yarın ne olacak?" sorusunun sorulması gerektiğini belirterek, "Yeniden patinaj yapıp geriye mi gideceğiz, yoksa yolumuza hızımızı koruyarak ve hatta artırarak devam mı edeceğiz?" diye sordu.

Özellikle gençlerden bu konuyu duygularıyla değil akıllarıyla değerlendirmelerini rica eden Özlü, gençlerin okumalarını, araştırmalarını, kriterlerini belirlemelerini ve gelecek olan teklifin kendi kriterlerine ne kadar uygun olduğuna karar vermeleri gerektiğini söyledi.

Bakan Özlü, sözlerine şöyle devam etti:

"Ben, muhtemel bir referandumda milletimizin ve özellikle de gençlerimizin en doğru kararı vereceğine tüm kalbimle inanıyorum. Hayatta karşılaştığımız her sorunun çözümünde akla, mantığa, bilime ve bilgiye başvurmak zorundayız. Bilgi, en büyük güçtür. Bu nedenle, bir ülkenin gücü, üniversitelerinin gücü kadardır. Üniversitelerimizin yükseleceği seviye, ülkemizin ulaşacağı sınırları da tayin edecektir. Bana, ‘gelişmiş ülkelerin en ayırt edici özelliği nedir?’ diye sorulsa, hiç düşünmeden, ‘üniversiteler’ diye cevap veririm. Türkiye’nin iki temel ihtiyacı var. Birincisi, daha fazla bilgi ve teknoloji üretmek, ikincisi ise üretilen bilgiyi ticarileştirmek. Eğer biz nitelikli bilgi üretebilir ve bu bilgiyi, teknolojiye ve ürüne dönüştürebilirsek, yüksek gelir seviyesine çıkmayı başaracağız. Üniversitelerimiz, bu sürecin en önemli aktörleri olmalıdır. Üniversitelerimiz, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, bilginin ekonomik ve sosyal faydaya dönüşmesinde daha fazla sorumluluk almalıdır."

Bakanlığının bir yönünün üniversitelere, diğer yönünün ise sanayicilere baktığını ifade eden Özlü, "Ülkemizde son yıllarda hem daha fazla üniversite kuruluyor hem de üniversitelerin niteliği artıyor. Ülke olarak, üniversitelerimizin teorik bilgi üretimine olduğu gibi teorinin pratiğe dönüşmesine de katkı vermelerini arzu ediyoruz. Akademisyenlerimizin sanayicilerimizle daha fazla ortak projeler yürütmelerini istiyoruz." şeklinde konuştu.

Özlü, Türkiye'de uzun yıllarda konuşulan üniversite sanayi iş birliğinin istenilen seviyede bir sinerji oluşturamadığına işaret ederek, "Üniversitelerimizde kurulu olan teknoloji geliştirme bölgeleri ve teknoloji transfer ofisleri gibi yapıların etkinliğini artırmayı planlıyoruz. Üniversitelerde, gençlerimize, müfredat eğitiminin ötesinde, yenilikçilik kültürünü ve girişimcilik ruhunu da kazandırmayı hedefliyoruz. Eğer bütün bunları yapabilirsek, çok daha rekabetçi bir ekonomi inşa etmeyi de başarabiliriz." diye konuştu.

Türkiye'deki genç nüfusun önemine ve potansiyeline dikkati çeken Özlü, bu büyük potansiyelin harekete geçmesi ve ivme kazanmasının, özellikle de üniversite eğitimiyle mümkün olacağını dile getirdi.


- "Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı yakında kanunlaşacak"


Özlü, Türkiye'nin bilim ve teknoloji ekosistemini sürekli iyileştirdiklerini belirterek, bu imkanlardan akademisyen ve öğrencilerin azami derecede yararlanmalarının beklendiğini kaydetti.

Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı'nın yakında kanunlaşacağını anlatan Özlü, şunları aktardı:

"Bu tasarıda da öğretim üyelerimizi ilgilendiren önemli düzenlemeler bulunuyor. Bundan sonra üniversitelerde gerçekleşen buluşların ve tasarımların hak sahipliğini üniversitelere bırakacağız. Ancak bunlar ticarileşirse, patentlerden elde edilen gelirlerin 3'te 1'ini buluşçuya, tasarımlardan elde edilen gelirin ise yarısını tasarımcıya vereceğiz. Yine TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırarak, üniversitelere ve özel sektöre daha etkin destekler sağlayan bir kurum haline dönüştüreceğiz. Sizlerle birlikte her alanda çok daha güçlü ve başarılı üniversiteler inşa edeceğiz. Bu ülkenin üniversiteleriyle, iş dünyasıyla, gençleriyle birlikte, hepimizin hayalini kurduğu ülkeyi inşa edeceğiz."

Özlü, sorgulayan eğitimin evde başladığının farkında olunması gerektiğini, buradaki sorumluluğun da anne babalara düştüğünü vurgulayarak, "Üniversitelerimizin en büyük sorunlarından birisi budur. Eğitim sistemimiz soru soran kuşkunun peşine düşen öğrenci yetiştirmelidir. Demokrasiye, ülke bütünlüğüne karşı yapılan darbe girişimlerinin de bu konuda yakın alakası olduğunu düşünüyorum. Soru soran, sorgulayan gençler terör örgütlerine, illegal oluşumlara teslim olmaz, aklını ve beynini kimseye ipotek etmez." dedi.

Türkiye'de ne kadar üniversite ve üniversite öğrencisi olduğuna yönelik istatistiğin önemli olduğunu, ancak kalite ve özgür düşüncenin daha mühim olduğunu söyleyen Özlü, "Eğitimin sorunlarını siyasi, ideolojik bakış açılarından uzak bir zihinle tüm toplumun duygu ve düşüncelerini göz önüne alarak çözebiliriz. Üniversiteler, bilim ve teknoloji üreten en önemli kurumlar olmalıdır." diye konuştu.

Özlü, üniversitelerin ara eleman ihtiyacına cevap verme kurumu olmadığına dikkati çekti.

Bakan Özlü, daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü'nün tasarladığı Sirius adlı aracı inceleyerek, özellikleri hakkında bilgi aldı.