2017 Yılı Bütçe Tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonunda

08 Kasım 2016 Salı

TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, toplam 257 milyar lira tutarındaki kredi kartı borç stoku ve tüketici kredilerindeki borç stokunu 72 aya kadar yapılandırma imkanı sağlandığını belirterek, "Burada da talebe yönelebilecek bir mali alan oluşturuldu. Nitekim ilk gelen datalar bunun belli ölçülerde talebi artırdığını göstermektedir." dedi.

Canikli, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurumunun (SPK) 2017 yılı bütçelerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı.

Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Canikli, küresel ekonominin 2015 yılında yüzde 3,2 büyüdüğünü, IMF'nın 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini anımsattı. 2015 yılında dünya genelinde finans dışı kesimin brüt borç stoku 152 trilyon dolara ulaştığını, bunun üçte ikisinin özel sektöre ait olduğunu belirten Canikli, büyümenin 2015 yılında gelişmiş ülkelerde yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 4 olarak gerçekleştiğini, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranlarının yüzde 4'ten yüzde 1,8'e gerilediğine dikkati çekti.

Canikli, bu yıl küresel piyasalarda da çok ciddi dalgalanmalar yaşandığına işaret ederek, bu dalgalanmaların temel kaynağının Amerikan Merkez Bankasının (Fed) politikası olduğunu vurguladı. Fed'in aralık ayında faizleri artıracağına ilişkin beklentilerin güçlendiğini ve bunun bütün dünyada doların hemen hemen bütün para birimleri karşısında güçlü bir konuma getirdiğini anlatan Canikli, Brexit gelişmesinin de istikrarsızlığı tetikleyen nedenler arasında yer aldığını belirtti. Küresel ticaretteki büyüme oranlarında da düşüşler yaşandığını da dile getiren Canikli, küresel ticaret hacminin global kriz sonrasında yüzde 3 seviyelerine kadar gerilediğini bildirdi.

Türkiye ekonomisinin 27 çeyrektir kesintisiz büyüdüğüne dikkati çeken Canikli, Orta Vadeli Programda 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin büyüme rakamlarını revize etmek durumunda kaldıklarını vurguladı. Canikli, "Küresel ekonomideki gelişmelere paralel olarak Türkiye'de de büyüme noktasında bir zayıflama sonucunun ortaya çıkması kaçınılmazdı." dedi.

Bütçe açığını, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 2'nin altında tutmaya özen gösterdiklerine işaret eden Canikli, "Bu, bizim bütçe disiplini açısından kırmızı çizgimiz olarak değerlendirilebilir." görüşüne yer verdi.

Son yıllarda dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açıkta iyileşme yaşandığını belirten Canikli, cari açığın yüzde 4 veya 4'ün altında olması için gereken her türlü gayreti sarf ettiklerine işaret etti. Büyümedeki yavaşlamayı telafi etmek amacıyla önlemler aldıklarına değinen Canikli, yatırım ortamını iyileştirici adımlar atıldığını söyledi. Mükelleflerin vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırıldığını da anlatan Canikli, "Aynı zamanda tasarruf oranının yükseltilmesine önemli katkı sağlayacak otomatik Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) hayata geçirdik. Yasal düzenleme yapıldı, ikincil mevzuat bitmek üzere, yılbaşından itibaren uygulamaya konuluyor." ifadesini kullandı.

Canikli, kredi kartları ile tüketici kredileri taksit ve borçlarına ilişkin düzenlemeler yapıldığını vurgulayarak, "Özellikle toplam 257 milyar lira tutarındaki kredi kartı borç stoku ve tüketici kredilerindeki borç stokunu 72 aya kadar yapılandırma imkanı sağlandı. Burada da talebe yönelebilecek bir mali alan oluşturuldu. Nitekim ilk gelen datalar bunun belli ölçülerde talebi artırdığını göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kredilerin aktif toplam içindeki payı yüzde 63,4'e yükseldi"

Bankacılık sektörünün 2002 yılında 213 milyar lira seviyesinde olan ve 2013 yılında ilk kez milli geliri aşan toplam aktif büyüklüğünün 12 kat artışla bu yılın ağustos ayı itibarıyla 2,5 trilyon liraya ulaştığını bildiren Canikli, aynı dönemde sektördeki şube sayısının yüzde 92 artışla 11 bin 927'ye, personel sayısının ise yüzde 71 artışla 212 bin 71'e yükseldiğini ifade etti.

Küresel belirsizliklere ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen son 1 yılda bankacılık sektörünün yüzde 6,9 büyüdüğüne dikkati çeken Canikli, kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla beraber menkul değerler portföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payının önemli ölçüde azaldığını ve 2002 yılında yüzde 40,5 olan seviyenin bu yılın ağustos ayında yüzde 13,2'ye gerilediğini belirtti. Canikli, "Böylece aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri son 14 yılda 1,6 trilyon liraya ulaştı, kredilerin aktif toplam içindeki payı yüzde 23'ten yüzde 63,4'e yükseldi." diye konuştu.

Nurettin Canikli, bankacılık sektörünün ağustos itibarıyla özkaynak karlılığının yüzde 15,5, aktif karlılığının ise yüzde 1,6 olarak gerçekleştiğini vurgulayarak, "Özellikle bankaların mali yapısının güçlü kalması ve korunması açısından çok dikkat ediyoruz. Buradan bir taviz vermek söz konusu değil. Özellikle dalgalı dönemlerde bankacılık sektörünün ayakta kalabilmesi ve güçlülüğünü muhafaza edebilmesi gerekiyor. Onun için hem karlılığı hem de sermaye yeterlilik oranı noktasında bu rakamların korunması gerektiğini düşünüyoruz ve bunun için de gereğini yapıyoruz." ifadesini kullandı.

- "Basel standartlarına tam uyumlu"

Türkiye'nin tüm Basel standartlarına tam uyumlu bulunan az sayıdaki G-20 ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Canikli, Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından geçtiğimiz dönemde yürütülen Düzenleme Tutarlılığı Değerlendirme Programı (RCAP) kapsamında Türkiye'nin bankacılık mevzuatının uluslararası Basel standartlarına tam uyumlu bulunduğunu bildirdi.

Canikli, SPK kaydında toplam 511 şirketin bulunduğunu, bunların 410’unun borsada işlem gördüğünü belirterek, borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinin yaklaşık 600 milyar lira (196 milyar dolar) olduğunu anlattı.

Söz konusu şirketlerin yatırım fonlarının portföy değerinin 45 milyar lira olduğunu, gayri menkul yatırım ortaklıklarının ise 24 milyar lira olduğunu aktaran Canikli, Portföy Yönetim şirketlerinin yönettikleri portföylerin toplam büyüklüğünün 110 milyar liraya ulaştığına işaret etti.

Bireysel Emeklilik Sisteminde katılımcı sayısının 6,5 milyona ulaştığını, fon büyüklüğünün ise 60 milyar liraya ulaştığına değinen Canikli, "5 yıl önce piyasamızda özel sektör tahvili yok denecek kadar azken, özellikle faizlerdeki düşüşler ve yaptığımız düzenlemeler neticesinde şirketlerimize yıllık 300 milyar TL’yi aşan bir kaynak temin etmenin yolu açılmıştır." ifadesini kullandı.

Canikli, sermaye piyasalarının geliştirilmesi, özel sektörün yerli para cinsi ve uzun vadeli borçlanmalarının teşviki ve bankaların faiz riskini daha sağlıklı yönetebilmeleri amacıyla teminatlı bir para piyasası oluşturulması konusundaki çalışmalar tamamlanarak 14 Ekim'de Borsa İstanbul Para Piyasasını faaliyete geçirdiklerini anımsatarak, "Hisse senedi, tahvil, yatırım fonu, bireysel emeklilik fonu gibi tüm ürünlere yatırım yapan yatırımcı sayısı 10 milyonu aşmıştır." dedi.

Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, Gayrimenkul sertifikası, Gayrimenkul yatırım fonu, Girişim sermayesi fon ve ortaklıkları gibi yurt dışında başarıyla uygulanan çok sayıda finansal kuruluşa ilişkin düzenleme çalışmalarının tamamlandığını aktaran Canikli, Avrupa Birliği Ülkeleri Sermaye Piyasaları Birliği'nin (ESMA) SPK’nın onayladığı izahnameleri kabul edeceğini ilan ettiğini, böylece Türk şirketlerinin SPK izniyle AB ülkelerinde de hisse senetlerini halka arz edebileceklerine dikkati çekti.

- "Türkiye İslami finansta 7. sırada"

Canikli, İstanbul Finans Merkezine ilişkin, "15 Ekim’de BDDK ve SPK binalarının İstanbul Finans Merkezi içerisindeki temelleri atıldı. Diğer kurumlarımız da önümüzdeki kısa süre içerisinde bu projelerini hayata geçirecekler. İstanbul Finans Merkezi Kanunu'nu da en kısa sürede çıkaracağız." dedi.

Türkiye Varlık Fonu'na yönelik ikincil düzenlemelerin tamamlanacağını dile getiren Canikli, Fon'un hayata geçirilmesiyle piyasalardaki dalgalanmaların yüksek olduğu dönemlerde döviz, para ve sermaye piyasalarında stabilizasyon sağlanacağını, bankalar üzerindeki finansman yükünün de ortadan kalkacağını ifade etti.

Nurettin Canikli, katılım bankacılığı ve faizsiz finans sistemini de katılım bankacılığı ve faizsiz finans sistemini önemli bir gelişme potansiyeli gördüklerini ve özel önem verdiklerine değinerek, şöyle devam etti:

"Küresel İslami finans hacmi, son 10 yılda yaklaşık 15 kat büyüyerek 2015 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 1,9 trilyon dolara yükselmiştir. Bu faaliyetlerin yaklaşık yüzde 90’ı 9 ülkede toplanmıştır, Türkiye 7. sıradadır. Henüz istediğimiz seviyede değiliz, bu alandaki sermayeyi ülkemize kazandırmada gelişmeler ümit vericidir. Aralık 2005 itibarıyla 292 şube ve 5 bin 750 personelle faaliyet gösteren katılım bankaları, Eylül 2016 itibarıyla şube ve personel sayısını yaklaşık 3 kat artırarak 942 şube ve 14 bin 200 personeli olan alternatif bir finansal sektöre dönüşmüştür. Aktif toplamları ise 2005 yılında 9,9 milyar lira iken 2016 yılının Eylül ayında bu rakam 120 milyar liraya yükselmiştir. Katılım bankacılığının, bankacılık sektörü içindeki payı da yüzde 4,7’dir. İlk hedef bu oranı yüzde 15'e çıkarmaktır. Ülkemizi faizsiz finans ürünlerinin küresel merkezlerinden birisi yapmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede Suudi Arabistan, Malezya ve İngiltere gibi birçok ülkede uygulaması bulunan tüm sukuk türleri SPK tarafından düzenlenmiş ve katılım bankalarımız tarafından ihraçlar başlamıştır. Bugün itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 450 bin vatandaş faizsiz finans ürünlerine yatırım yapmaktadır."

- "SPK'nın gelirlerinin yüzde 79’u kayıt ücretlerinden"

Başbakan Yardımcısı Canikli, bu yılın ekim ayı itibarıyla BDDK’nın toplam personel sayısının 319’u meslek personeli, 33’ü yönetici, 79’u idari personel ve 10’u müşavir olmak üzere toplam 441 olduğunu, Kurumun giderlerinin temel olarak denetim alanında yer alan kuruluşların bir önceki yıl sonu bilanço toplamları üzerinden alınan giderlere katılma payı ile finanse edildiğini anlattı.

Kurumun 2017 yılı gider bütçesinde 122 milyon lira personel gideri, 9 milyon lira SGK devlet primi gideri, 82 milyon lira mal ve hizmet alım gideri, 3 milyon lira cari transfer ödemesi, 169 milyon lira sermaye gideri öngörüldüğünü belirten Canikli, "Sermaye giderlerinde öngörülen tutar Kurumun İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi kapsamında İstanbul’da hizmet binası yapımına ilişkin olarak bütçeye konulan ödenek tutarıdır." diye konuştu.

SPK’nın personel sayısının ise 274’ü meslek personeli, 35’i yönetici, 216’sı idari personel olmak üzere toplam 525 olduğunu vurgulayan Canikli, şunları kaydetti:

"SPK'nın bütçe gelirleri 2017 yılı için 127 milyon 592 bin lira olarak öngörülmüş olup bu tutarın yüzde 79’unu teşkil eden 100 milyon 732 bin lirası sermaye piyasası araçları kayıt ücretlerinden, geriye kalan 26 milyon 860 bin liralık bölümün 10 milyon lirası düzenleyici ve denetleyici kurumlara ait paylardan, 14 milyon lirası faiz gelirlerinden ve 2 milyon 860 bin lirası ise diğer gelirlerden oluşuyor. Kurulun 2017 yılı gider bütçesinde ise 85 milyon 987 bin lira tutarında personel gideri, 6 milyon 440 bin lira tutarında SGK Devlet primi gideri, 24 milyon 88 bin lira tutarında mal ve hizmet alım gideri, 9 milyon 567 bin lira tutarında cari transfer ödemesi, 1 milyon 510 bin lira tutarında sermaye gideri öngörülüyor. Genel bütçeden BDDK ve SPK’ya bir ödenek tahsisi söz konusu değildir."