Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki:
KARABÜK (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, terörün dini, imanı, ırkı mezhebi olmadığını vurgulayarak, "Kim teröre destek veriyorsa, o insanlık suçu işlemiştir, lanetli insandır." dedi.
Özhaseki, çeşitli temaslar için geldiği Karabük'ün Safranbolu ilçesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İfade vermeye gitmeyen HDP'lilere yönelik operasyonun sorulması üzerine Özhaseki, bir meslekten olmanın veya seçilmiş olmanın hiçbir zaman suç işleme özgürlüğü hakkı vermediğini söyledi.
Özhaseki, 20 yıl belediye başkanlığı yaptığını ve yüzde 70'le iş başına geldiğini aktararak, "Benim bütün halk tarafından desteklenerek iş başına gelmem, seçilmem, burada bana asla suç işleme özgürlüğü vermez. Ben bir belediye başkanı olarak vatandaşın yüzde 100'ünün tasvibini aldığım halde, hırsızlık yapamam, insan öldüremem, kötülük yapamam, bölücülük yapamam, teröre destek veremem. Bir insan bir mesleği icra ediyor diye, bu meslek sizin mesleğiniz de olabilir, gazetecilik de olabilir, başka bir meslek de olabilir ama hiç kimseye suç işleme özgürlüğü vermez." diye konuştu.
Ülkenin çok önemli meseleleri olduğunu ve bunun başını terörün çektiğini belirten Özhaseki, teröre karşı en ciddi, en kararlı mücadelenin verildiğini ifade etti.
Bir taraftan terörü yok ederken diğer taraftan da o bölgede yaşayan insanların yaralarının sarıldığını belirten Özhaseki, şöyle devam etti:
"Orada bir taraftan teröristlere karşı sert bir mücadele var ama vatandaşlara karşı devletin o şefkatli kanatlarını açtığı, yaralarının sarıldığı bir ortam başladı. Orada evler yapıyoruz. Vatandaşları o evlere dağıtacağız. Her türlü yardımı yapıyoruz. Vatandaşlar bundan istifade edecek ama bizim yaptığımız bu iyiliklerin zaman içerisindeki devletin sağlamış olduğu hoşgörü, o rahatlık ve serbestlik ortamını ne yazık ki bazıları kötüye kullanıyor. Kötüye kullananların başında birtakım belediye başkanları geliyor. Bu belediye başkanları vatandaşlara hizmet edecekleri yere, çukurlar kazdırıp sonra teröristlere destek vererek, kaynak temin ederek ve sonra belediye imkanlarını her türlü lojistik üst gibi kullandırıp onları azdıran bir yapıya kavuştu."
Özhaseki, terörün başlı başına bir insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, "Bütün dinlerde suçtur, bütün kanunlarda suçtur, bütün milletlerde suçtur. 'Şu milletlerde terör hoş görülür, şu din teröre hoş bakar, affeder' diye bir şey yok. Terörün dini de olmaz, imanı da olmaz, ırkı da olmaz, mezhebi de olmaz. Kim teröre destek veriyorsa, o insanlık suçu işlemiştir, lanetli insandır." dedi.
Ülkede bunu birkaç belediyede yaşadıklarını dile getiren Özhaseki, "Orada kanun uygulandı, yerine kayyumlar atandı. Kayyum arkadaşlar şimdi hizmet ediyorlar. Bu arada teröre destek veren, onları durmadan destekleyen, cesaretlendiren ve bu milletin öfkelenmesine sebep olacak suçlar işleyen ne yazık ki siyasi uzantılar da çıkmaya başladı. Biz isterdik ki Mecliste o bölgedeki insanların dertleri varsa sorunları varsa bunları dile getirecek insanlar olsun. Bu insanlar dönsünler, terörü lanetlesinler. Buradaki insanların desteğini alarak o bölgeyi ayağa kaldıracak işler yapsınlar. Ne yazık ki siyasi uzantısı olan tipler döndüler, Kandil'in emrine girdiklerini ifadesi şeklinde davranışlarda bulundular. Beyanlarda bulundular." şeklinde konuştu.
- "Hiçbir kaptan bilet aldı diye yolcunun gemiyi delmesine izin vermez"
Milletvekili sıfatıyla birisinin çıkıp "PKK tükürüğü ile sizi boğar" dediğini hatırlatan Bakan Özhaseki, "Terör örgütü, vahşi, cani terör örgütü, Türk Silahlı Kuvvetlerini, bizim meşru gücümüzü tükürüğüyle boğacakmış. Onlarca insanı öldüren teröristlerin cenazesinde boy gösteriyorlar ve bütün sözleri ile durmadan destek veriyorlar. Yine milletvekili sıfatıyla birinin aracında terörist yakalanıyor, aracın içerisinde bombalar ve silahlarla yakalanıyor. Şimdi arkadaşlar, milletvekili oldu diye, oy aldı diye bütün bunlara göz yumulsun mu? 'Demokrasi var efendim, ne var bunda' mı denilsin? Demokrasi dediğiniz nesnede insanların elinde, orada yaşayan toplumu boğmak için bir araç için kullanılamaz. Hiçbir gemi kaptanı bilet aldı diye yolcunun gemiyi delmesine izin vermez arkadaşlar." değerlendirmesinde bulundu.
Özhaseki, dokunulmazlıklar konusu geldiğinde gerek şimdiki tutuklanan veya tutuklanmayan partinin mensupları, gerekse ana muhalefetin ve diğer muhalefet partilerinin "Bu dokunulmazlıklar kalksın, suçlular ortaya çıksın. Ey iktidar, siz koruyorsunuz bunları" dediğini söyledi.
10 sene boyunca 3 partinin de "Dokunulmazlıkları kaldırın, herkes ak koyun, kara koyun belli olsun" diye, seçim öncesinde miting meydanlarında konuştuğunu belirten Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dokunulmazlıkların kalkması ne demek arkadaşlar? Sizin savcılık önünde, diğer eşit vatandaşlar gibi, diğer vatandaşlarımız gibi soruşturmaya takibata uğrayabilmeniz demektir. Zırhın olmaması demek. Tamamı kalktı, savcılar diyorlar ki, 'Sizinle ilgili daha önce hazırlanmış birtakım suçlamalar var, gelin ifadenizi verin.' Şimdi başka bir terbiyesizlik başladı, 'Gitmeyiz, ifade vermeyiz.' Ya ne yapmaya çalışıyorsunuz Allah aşkına? Hali hazır sistemi dejenere ederek nereye varacaksınız? Sistemi bozarak nereye varacaksınız. Savcıya ifade vermezsiniz, mahkemede derdinizi anlatmazsınız, zaten idarecileri tanımıyorsunuz, zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kurallarını yıkmak için uğraşıyorsunuz, zaten gidip hendekler, çukurlar kazarak öz yönetim ilan ederek, bölücülük adına bir sürü adımlar atıyorsunuz. O zaman herhalde birisi de hesap sorar, arkadaşlar bunun hesabını sorarlar. İşte şimdi öyle bir gündeyiz.
Dilerim arkadaşların eğer dertleri varsa bir an önce anlatmaları, suçsuzsa dışarı çıkmaları ve sistem içerisinde kendilerini seçen halkın dertlerini dile getirmeleri ve oranın sözcüsü olmaları. Oraya yapılacak bir yardım varsa iyilik varsa öncü olmaları veyahut yapmıyorsa hükümet kanadı eleştirmeleri, zorla oraya yatırımları götürmeleri ama Kandil'in emrine girerseniz, onların sözcülüğünü savunursanız, valla bunun sonu yok. Şimdi yaşadığımız durum bu. İnşallah bundan sonra bu acı tecrübelerden istifade ederek daha iyi günlere gideriz."
- " 7-7,5 milyon konut riskli"
Gazetecilerin bir sorusu üzerine Doğu ve Güneydoğu'daki çalışmalara değinen Bakan Özhaseki, restorasyon çalışmalarından bahsetti.
Özhaseki, 3 ay ila en geç 1 sene içerisinde bütün vatandaşların evlerini verebilecek durumda olduklarının altını çizerek, "Toplamda da 30 binden fazla konut üretiyoruz. Bütün bunları da Allah'a şükür yapabilecek gücümüz var." şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşümü anlatan Özhaseki, Türkiye'de genelinde 20 milyon civarında yapı stoğu bulunduğunu bildirdi. Özhaseki, 1999 depreminde sonra 5 milyon civarında yapı stoğu oluştuğunu belirterek, "1999 depremi sonrası yönetmeliklerde daha sağlamlık arz eden bir yapı var. 1999'dan sonra yapılan yapılar, daha sağlıklı görebiliriz ama öncesinde yapılanların en az yüzde 50'si risk taşıyor." dedi.
Özhaseki, 7-7,5 milyon konutun riskli yapı durumunda olduğuna işaret ederek, "Burada her şeyi devletten beklememek icap ediyor. Gücü yeten insanlar lütfen binalarını ölçtürsünler. İçlerinde canları var, malları var. En kıymetli şeyleri var. Yeni yönetmelikler hazırlıyoruz, yeni yasalar hazırlıyoruz. Bunu çok daha hızlandıracağız. Vatandaşı özendireceğimiz, bu hızlı bir şekilde dönüşüme girecek yasalar inşallah 2017 içerisinde gelecek. Biz bununla 2023'e kadar, 100'üncü yılımıza kadar Cumhuriyet'imizin sağlıksız, kimliksiz yapısı kalmasın diye çırpınacağız. İnşallah önümüzdeki yıla kadar bunu yapacağız." ifadelerini kullandı.
Bakan Özhaseki, Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Karabük Valisi Mehmet Aktaş, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, AK Parti İl Başkanı Timurçin Saylar ve Bakanlığına bağlı kurumların genel müdürleriyle Safranbolu'nun tarihi ve turistik alanlarını gezdi.