"Türkiye İnovasyon Haftası" Adana etkinliği

28 Ekim 2016 Cuma

ADANA (AA) - Şişecam Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Başkanı Prof. Dr. Şener Oktik, "Öyle bir gelecek var ki gazetelerimizden tutun, her şeyimiz cam üzerinde olabilecek. Sizinle konuşan bardak, etkileşen tabak olacak. Şu anda yeni çalışılan ve birkaç yılda elimizde olacak sonsuza kadar bilgiyi depolama ortamları yine camların içinde olacak." dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Adana Sanayi Odası (ADASO) ve Akdeniz İhracatçı Birliklerinin (AKİB) ev sahipliğinde, Ekonomi Bakanlığı, Adana Büyükşehir Belediyesi, Çukurova Kalkınma Ajansı desteğiyle kent merkezindeki otelde düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası" Adana etkinlikleri kapsamında "Türkiye'de İnovasyon ve Endüstri 4.0 " paneli düzenlendi.

Şişecam Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Başkanı Oktik, Türkiye'nin 2016 yılı inovasyon indeksi değerlendirildiğinde 42'nci sırada yer aldığını söyledi.

Oktik, camın çok geniş alanda kullanıldığını, yeni camlar ve araştırma alanları bulunduğunu belirterek, şunları dile getirdi:

"Öyle bir gelecek var ki gazetelerimizden tutun, her şeyimiz cam üzerinde olabilecek. Sizinle konuşan bardak, etkileşen tabak olacak. Şu anda yeni çalışılan ve birkaç yılda elimizde olacak sonsuza kadar bilgiyi depolama ortamları yine camların içinde olacak. Biliyorsunuz, manyetik olmayan alanda bir veriyi depolamak isterseniz, DVD kullanırsanız 4.5 gigabyte, CD kullanırsanız 850 megabayt depolarsınız ama cam içinde aynı boyutlarda 360 terabayt veriyi toplamak mümkün ve bunun sonsuza kadar bin dereceye kadar zarar görmeyecek şekilde depolamak mümkün."

Yaptıkları her işi dijitalleştirmeye çalıştıklarını, bu verilerin kullanılabileceği bütünleşik veri tabanları yapmak istediklerini dile getiren Oktik, bu büyük veri tabanının şişe camda kullanımının devreye girdiğini anlattı.

Oktik, bir işi ne kadar büyük yaparsa o kadar ucuza yapar paradigmasının artık geçerliliğini yitirmek üzere olduğunu savunarak, yeni paradigmanın "network ekonomisi" olduğunu, şirketin 2000'li yıllarda bir dünya şirketi haline geldiğini ve dünya üçüncülüğüne gelmeyi hedeflediklerini aktardı.

- "Dijitalleşme, hayata çok hız kattı"

Temsa Ar-Ge ve Satış Sonrası Hizmetler Direktörü İbrahim Eserce de endüstri 4.0 devriminin diğer sanayi devrimlerinden biraz daha farklılıkları bulunduğunu ve bu sistemin üretimde de olabileceğine dikkati çekti.

Artık yeni çağda en önemli maddelerin başında dijitalleşmenin geldiğini, bugünkü teknoloji çağında her şeyin rakamlarla ifade edilmeye başlandığına dikkati çeken Eserce, şöyle devam etti:

"Dijitalleşme, hayata çok hız kattı. Temsa modeline baktığımız zaman otobüs firmamız Türkiye, Avrupa ve son 5 yılda ağırlıklı olarak Amerika'ya otobüs tasarlayarak yapıp satan bir firma haline geldi. Bu pazarlarda herkesin iş modeli farklı. Temsa, en ucuz otobüsü yaparak satan bir firma değil. Asya'da bizden çok daha ucuza maliyetlere satılan araçlar var. Bugünkü otobüsler teknolojik araçlar. Endüstri 4.0 Temsa'nın mühendislik hayatına Ar-Ge kapılarından geldi. Biz Temsa'da tüm yazılımları, şemsiye yazılımı altında kontrol ediyoruz. Bunları 'kara kutu' denilen bir yerde depolamaya başladık. Biz bir parçayı son haline getirmeden önce otobüste insanların değdiği bir parçaysa, ergonomik hale getirene kadar bütün denemelerimizi 3 boyutlu yazıcılardan çıktılarını alarak yapıyoruz.

Ondan sonra tasarımımızı yapıp seri üretime, vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz."

- "Robot teknolojileriyle donatılmış üretim"

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel de Japonya'nın, üretim süreçlerinin tamamını robot teknolojileriyle donatmış bir ülke olduğunu söyledi.

Fabrikalarındaki üretim bantlarının tamamında robotların yer aldığını belirten Bizel, "Biz de robotlar çoğunluktadır fakat hiçbir insan işsiz kalmamıştır. Buradaki ana felsefemiz insanların insanca çalışabilecekleri işlerde istihdam edilmesi, robotların robot işlerinden çalışmalarından kaynaklanır. Robotlaşmanın insanın işine bir zarar vereceğini düşünmüyorum ama tabii gelecekte her endüstri evresinde olduğu gibi birtakım sosyolojik sorunlar olacaktır." ifadelerini kullandı.

- "Akıllı Nesneler Paneli"

Arçelik İnovasyon Direktörü Erkan Duysal da "Akıllı Nesneler Paneli"nde, Türkiye'de 7, yurt dışında da 3 Ar-Ge inovasyon merkezleri olduğunu, ODTÜ ve İTÜ'de endüstri tasarım merkezleri bulunduğunu anlattı.

2016 sonunda 6,4 milyar nesnenin internete bağlanmasının beklendiğini ifade eden Duysal, sadece cep telefonu değil, ev aletlerinden sağlığa, otomotivden şehir yaşamına kadar çok geniş bir alanı kapsayan cihazların internete bağlanmasının söz konusu olduğunu vurguladı.

Duysal, Arçelik olarak akıllı sağlık, akıllı ev, akıllı şehirler ve akıllı otomobil konularına eğildiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Geçen hafta Hong Kong'da katıldığım bir toplantıda 5G'nin nasıl hayatımıza gireceği konuşuldu. 5G de şu anda 3G'de gördüğünüzün çok daha hızlı bir şekilde veri alışverişi yapmanızı sağlayacak ama sadece cep telefonu ya da medikal aletler değil, bazen sadece saatte bir kere bile data vermesi, veri iletişimi vermesi gereken ürünler bile 5G'den yararlanabilecek. Bu, öyle bir tasarlanmış sistem ki hayatımıza girecek.

Çok yüksek frekanslarda, çok düşük frekanslarda çalışabilecek ve hayatımızın her yerindeki bağlantıyı da bununla sağlayacağız."