CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke:
TRABZON (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Mesele, bir Başkanlık, sistem meselesi değil. Bizim için mesele, 79 milyonun refahı meselesi. Bizim için mesele 79 milyonun insani bir yaşam düzenine erişmesi meselesi." dedi.
Böke, CHP Trabzon İl Başkanlığı tarafından Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde organize edilen ve gazeteci-yazar Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nun yönettiği, "Türkiye Nereye Gidiyor? Ekonomik-Politik" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gittikçe fakirleştiğini savundu.
AK Parti'nin ekonomiyi yönetemediğini ileri süren Böke, "AKP ekonomiyi istikrarsızlaştırıyor. AKP, ülkeyi tek adam hedefine kilitleyerek Türkiye'nin zenginliğini eritiyor, yok ediyor." diye konuştu.
Böke, buna izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Mesele, bir Başkanlık, sistem meselesi değil. Bizim için mesele 79 milyonun refahı meselesi. Bizim için mesele 79 milyonun insani bir yaşam düzenine erişmesi meselesi. Dünyada en insani yaşam kalitesi yüksek 20 ülke arasında yaygın yönetim biçimi, parlamenter demokrasilerdir. Dünyada fakir, sağlığı bozuk, eğitime erişim imkanı zayıf 20 ülkedeki yönetim biçimi nedir biliyor musunuz? Başkanlık. Mesele sizin işsizliğiniz de, enflasyonunuz da, hayat pahalılığınızda, aldığınız kredinin faizinde. Bizi işte o ince detaylar ilgilendiriyor."
Ekonomik gelişim için teknolojik ilerleme ve Ar-Ge çalışmalarının dolayısıyla da eğitimin önemli olduğunu anlatan Böke, "Proje okulları rezaleti adı altında Türkiye'nin iyi okullarını yok etmeye çalışıyorlar. Oysa tam tersini yapmalılar. O okullarda ne iyi işliyorsa ben Türkiye coğrafyasının bütün toprağında karış karış onun yapılmasını istiyorum. Türkiye'nin bütün çocuklarının iyi bir eğitim almasını istiyorum çünkü ancak o zaman Türkiye, fındığına değer katabilecek, teknoloji üretecek, zenginleşecek ve 6 milyon kişinin işsizliği altında her gün ezilmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Böke, darbe girişiminin parlamento, özgür basın ve vatandaşın anayasal hakkı olan sokakta isteğini ifade etmesi ile engellendiğini belirterek, şunları söyledi:
"Parlamento çalışıyor mu? Çalıştırmıyorlar. Bombalarla yıkamadıkları parlamentoyu, OHAL'in kanun hükmünde kararnameleri ile yıkmaya, yok etmeye çalışıyorlar. Medya özgür mü? Bir günde 23 televizyon ve radyo kanalını kapatıyorlar. Bunların içerisinde türkü kanalları var. Bizim dinlediğimiz türküler ondan bile korkuyorlar. Peki vatandaş sokakta anayasal demokratik hakkını kullanabiliyor mu? Kullanamıyor. 'Laiklik' diyenin gözüne gaz sıkıyorlar. Demokrasi yavaş yavaş öldürülüyor AKP tarafından. O demokrasi ki esasında 15 Temmuz gecesinde yapılan darbeye engel olmuş olan güçtü. Şimdi bize düşen, eğer bütün sorunları çözeceksek bu demokrasiyi inşa etmektir. Yılmadan, cesaretle, her birimizin bir demokrasi neferi olduğunu hatırlayarak ve birlikte değilsek bu işi yapamayacağız bilinci ile demokrasiyi inşa etmemiz gerekiyor. Çocuklarımız için şehitler için bizim bu ülkeye borcumuz olduğu için."
- "Başkanlık, bir tek adam rejimi iddiasıdır"
Demokrasi ve hukuk olmadığı zaman ekonominin de kötüye gittiğini anlatan Böke, "Onun için demokrasi, istikrar, parlamenter sistem diyoruz. Daha sadece başkanlığın lafı edildi... 'Fiilen var.' diyorlar, itiraf ediyorlar ama o fiili durumda ne ile karşılaşıyoruz, Türk lirası dolar karşısında değer kaybediyor. Başkanlığın dile getirildiği hafta Türk lirası belki 8 kuruş değer kaybetti. Dünden bugüne 2 kuruş daha değer kaybetti." dedi.
Böke, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesinin iflaslar, işsizlik, ödenemeyen çekler ve bir türlü tahsil edilemeyen borçlara yol açtığını kaydederek, "Biz, 'Başkanlığa karşıyız.' derken bunu söylüyoruz. Başkanlık, bir tek adam rejimi iddiasıdır. Tek adam rejimi, ekonomiyi bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırmaktır. 79 milyonun kaderi, bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmayacak kadar bizim için değerlidir. Başkanlık doğrudan ekonomik istikrarsızlıktır. Başkanlık daha değersiz Türk lirasıdır. Başkanlık iflas eden şirketler, işsiz kalanlar, Türkiye'de fakirliktir." diye konuştu.
Kadınların, bedenleri üzerinden yapılan siyasetten çok sıkıldığını aktaran Böke, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz istediğimiz gibi giyinmek istiyoruz. İster başörtüsü takmak, ister şort giymek istiyoruz. Her ikisini de giyindiğimizde dayak yemek istemiyoruz. Dayak yediğimizde, bu dayağı atanın hukuken cezalandırılmasını istiyoruz. Türkiye'nin özgürlük mücadelesini en çok vermesi gereken biz kadınlarız. Bizim üzerimizden siyaset yaparak, Türkiye'yi bugüne getirenlerden hesap sormak zorundayız."
CHP Parti Meclisi Üyesi İdris Akyüz de CHP'nin "Ben" değil, "Biz" diyen bir parti olduğunu belirterek, "CHP bir sevdadır, bir misyondur. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'nin geleceği de CHP'nin iktidarına bağlıdır." ifadelerini kullandı.