Ziya Gökalp "Çınaraltı Sohbetleri"nde anıldı

22 Ekim 2016 Cumartesi

İSTANBUL (AA) - Yazar, şair Ziya Gökalp, vefatının 92. yılında Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğince (İLESAM) düzenlenen "Çınaraltı Sohbetleri"nde Prof. Dr. Kadir Canatan ile Doç. Dr. Süleyman Doğan'ın konuk olduğu programda anıldı.

Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesinde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Kadir Canatan, Gökalp hakkında ne kadar tez yazıldığını araştırdığını ve 53 tez yazıldığını öğrendiğini anlattı.

Mehmet Akif Ersoy'la ilgili 37, Said Nursi ile ilgili 26, Cemil Meriç'le ilgili ise 20 tez çalışması yapıldığını dile getiren Canatan, "Buradan da anlaşıldığı üzere Ziya Gökalp'la ilgili hala akademik dünyanın ilgisinin olduğunu görüyoruz." dedi.

Gökalp'in tarihsel bir kişilik olduğunu ve tarihsel kişilerin bir sözünden hareketle tanımlanmasının yanlış olduğuna dikkati çeken Canatan, tarihsel kişilerin sadece bir dönemini ele alarak düşünsel dünyasının o olduğunu söylemenin yanlış olacağını kaydetti.

Canatan, "Gökalp'i kendi siyasal ve düşünsel yaşam sürecinde ele almamız gerekiyor. Osmanlı döneminde, Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslamcılık gibi düşünce akımlarının her birinin içinde bulunmuş bir kişilik. Her biriyle belli bir dönem iştigal ettiğini ve zaman zaman bunlardan bir diğerine geçiş yaptığını görüyoruz. Ziya Gökalp'in bunlardan hangisi olduğunu soracak olursanız, bence her üçüdür." dedi.

Ziya Gökalp'in İttihat ve Terakki Partisi olarak bilinen bir teşkilatın üyesi olarak siyasi oluşumun içerisinde bulunarak fikirlerini geliştirdiğine değinen Kadir Canatan, bu akımın da gelişim evreleri incelendiğinde tek bir düşünceyi temsil etmediği ve dönem içerisinde farklı evreler geçirdiğini, Gökalp'in de bu evrelerden geçtiğini söyledi.

Canatan, şöyle konuştu:

"1894 ile 1913 arasında Ziya Gökalp Osmanlıcı olduğu bir dönem geçirmiştir. Bu dönemde, 19 yaşlarında bir genç olarak İttihat ve Terakki Partisi'ne giriyor. Bu dönemde yasaklı kitaplar okuduğu için tutuklanıyor ve eğitimini yarım bırakmak zorunda kalıyor. Bu sırada entelektüel bir kriz geçiriyor ve intihar ediyor. Ölümden dönüyor. Bundan sonra muasırlaşmak, İslamlaşmak ve Türkleşmek isimli makalesinde, bunların birbirini tamamlayan akımlar olduğunu söylüyor. Türklük ile İslamlığın birbirini desteklediğini belirtiyor."

Doç. Dr. Süleyman Doğan ise Gökalp'in her alanda fikir yürütmüş bir mütefekkir ve sosyolog olduğunu belirterek, "Kişinin milli olarak yetiştirilmesi ve müfredatların buna göre ayarlanması gerektiğini savunur. 'Okullarımızdan çıkan gençler neden Avrupalıların anladığı anlamda bilim adamı olamıyorlar?' diye sorar. Bu soru günümüzün de bir cevap arayan sorudur." dedi.