Lohusalık psikolojisi nasıl geçer? Lohusalık psikolojisine neler iyi gelir? Lohusayken neler yapmak gerekir?

29 Aralık 2015 Salı

Çocuğunuzu kucağınıza aldıktan sonra hamileliğin bütün stresi, yorgunluğu geçer. Ancak bu seferde lohusalık psikolojisi devreye girer. Lohusalık birçok yeni anne için bir sürü deneyim, korku, endişe, çaresizlik, bitkinlik, stresli ve oldukça zor bir dönemdir. Bu dönemi kolaylaştıran veya zorlaştıran en önemli etki ise yakın çevrenizde olanlar yani sevdiklerinizdir. Kucağınızda size tamamıyla muhtaç bebeğinizi, hem hiç kucağınızdan bırakmak istemiyor hem de deliksiz uyku için canınızı verebilecek kadar uç noktalar yaşamanıza sebep olabilecek değişik bir dönemdir lohusalık. Lohusalık psikolojisi birçok nedenden etkilenebilir ve bu durumdan korunmanın tek yolu diye bir şey yoktur ne yazık ki. En koruyucu, en iyi motive edici, en teşfiklendirici şey ve kişi sadece ve sadece sizsiniz. Yanınızdakiler, olan olaylar size sadece yardımcı olacaktır. Bu nedenle lohusalığın çokta tozpembe geçemeyebileceğine ve her durumda soğukkanlı olmaya kendinizi hazırlamalısınız. Peki, lohusalık psikolojisine neler iyi gelir ve nasıl geçer? Eskilerden bugüne kadar gelmiş loğusa kadın 40 gün dışarı çıkmaz, lohusa kadın akşamdan sonra dışarı çıkmaz kurallarına uymak zorunda değilsiniz. Fırsat buldukça bebeğinizi annenize, kayınvalidenize veya evde güvendiğiniz birine bırakarak 1-2 saatliğine de olsa dışarı çıkmalısınız. Psikolojiniz için ve kendinize gelmeniz için bu size çok iyi gelecektir. Eve geceli gündüzlü misafir kabul etmeyin. Sonuçta sizinde bebeğinizin de dinlenmeye ve uyuma ihtiyacınız var. Gündüz belirli saatler içerisinde misafirlerinizi kabul etmeye özen gösterin. Lohusayım diye saçınızı boyamamazlık, kaşınızı almamazlık kısacası kuaför gitmemezlik yapmayın. Haftada en az 1 kere kuaföre gidin manikür yaptırın, saçınıza fön çektirin. Bu tip detaylar kendinizi güzel ve daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Sütün geliyor mu, yetiyor mu falan gibi soruları kafanıza pek takmayın. Ve bu tip soruları cevaplamak için annenizi veya sevdiğiniz bir başka birini görevlendirin. Bu tarz sorularla muhatap olmayın. Sonuçta bu durum sadece sizi ilgilendirir, kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz, unutmayın. En azından 1 – 2 ay süreyle yanınıza ailenizden birilerinin kalmasını rica edin. Hem psikolojiniz hem de çabuk toparlanmanız için gece en az 6-7 saat uyumaya özen gösterin. Sütünüzün miktarının ve ruh sağlığınızın doğru orantılı olduğunu unutmayın. Eşinizle baş başa bir sinemaya veya arkadaşlarınızla bir kahve içimlik de olsa bir yerlere çıkmaya çalışın. Şuan yaşadığınız duygu çok yoğun, haklısınız ama unutmayın eşiniz ile birlikte yapacağınız ve birlikte geçireceğiniz her zaman kendinizi daha hissetmenize sebep olacaktır. Her gelenin bir şey söylediği, “onu öyle yapma böyle yap, kalın giyin, sütün üşür, sen, görüşürüz, güle güle deme lohusasın, onu yeme gaz yapar, yalnız kalma şöyle, böyle olur” gibi şeylere çokta fazla kulak asmayın. Bunların hepsi psikolojinizi olumsuz anlamda etkileyebilecek şeylerdir. Gülün geçin, duymamazlıktan gelin. Kucağınızdaki minik meleğinizin kokusunu içine çekin ve başka hiçbir şey düşünmeyin. Bu ilk aylarınızı ilerleyen zamanlarınızda çok özleyeceğinizi unutmayın. İçinde yaşarken bir o kadar stresli, sıkıntılı ve çaresiz bir dönem gibi görünse de zaman ilerledikçe miniğiniz büyüdükçe siz tecrübe kazandıkça bu ilk zamanların kıymetini çok daha iyi anlayacak ve kendinizi boş yere üzdüğünüz her an için daha çok üzüleceksiniz. Bu nedenle lohusalık zor olduğu kadar bir annenin hayatında yaşayabileceği en güzel tecrübelerden biridir. Kendinizi kalıplara ve sınırlara sokmak yerine özgür bırakmanız size bu dönemi çok daha rahat geçirmenizi sağlar. Lohusalık psikolojisi ancak soğukkanlı, olumlu ve pozitif düşüncelerle ve yaklaşımla geçer. Kısacası keyfini çıkarın!