BBP Genel Başkan Yardımcısı Çayır:

08 Ekim 2016 Cumartesi

TRABZON (AA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, Fettullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'da başarılı olması halinde Türkiye'nin 50 yıl geriye gideceğini belirterek, "Hapishaneler dolardı, idamlar söz konusu olurdu. Acımasızlık, yasa olarak karşımıza çıkardı. Uluslararası hukuk normları rafa kaldırılmış olurdu." dedi.

Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Çayır, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin, uzun bir aradan sonra darbeler tarihi anlamında 15 Temmuz gecesini yaşadığını belirten Çayır, "Millet seçtiğine, iradesine ve oyuna sahip çıkmamak gibi bir huy edinmiştir." diye konuştu.

Çayır, "Hiçbir darbecinin hukuku insanlığın değerini taşımaz. Zaten yaptıkları itibarıyla insanlık suçu işlemektedirler. Bu 60'da da böyleydi, 12 Mart'ta da böyleydi, 12 Eylül'de de böyleydi. Darbecilerin insanlıkla ilgisi yoktur. Eğer 15 Temmuz gecesi bu darbeciler başarılı olmuş olsaydı kesinlikle ve kesinlikle Türkiye 50 yıl geriye gitmiş olurdu. Ve hapishaneler dolardı, idamlar söz konusu olurdu. Acımasızlık, yasa olarak karşımıza çıkardı. Uluslararası hukuk normları rafa kaldırılmış olurdu. Ve Türkiye gerçekten Ortadoğu'nun sıradanlaştırılmış bir ülkesi olurdu. Çok şükür ki millet bu oyunu bozdu." değerlendirmesinde bulundu.

15 Temmuz darbe girişiminin, Amerika Birleşik Devletleri'nin yaptığını veya yaptırdığını iddia eden Çayır, "12 Eylül darbesinin mağduru olarak, o dönemi bütün organları ve duygularıyla yaşamış bir insan olarak 15 Temmuz gecesi arkada Amerika'nın olduğunu görmek çok da bir marifet gerektirmiyor. Dolayısıyla ABD'yi bir birey olarak ve bir siyasi partinin mensubu olarak uyarıyorum. Artık yeter. Eğer söyleyecek bir sözün varsa insan haklarından, hukuktan, adaletten ve hukukun üstünlüğünden bahset. Menfaatin için darbeci, falancı gözükme ve sana sığınan darbecileri de şemsiyen altında bulundurma, lütfen Türkiye'ye ver." ifadelerine yer verdi.

- "40 yıllık bir emeğin sonucu darbeymiş"

FETÖ'nün elebaşı Fethullah Gülen'e de seslenen Çayır, "Bize kendini farklı sunan bu cemaatin başındaki Fethullahçı Terör Örgütü'nün liderine de buradan sesleniyorum. Bunu söylerken hiç içimde ufacık bir şüphe yok. Bazıları 'oyun', bazıları da 'tiyatro' diyebilir ama kafam çok net. Bütün BBP'lilerin kafası net. Her şey yerli yerinde oturuyor. Bunu, bunun haberi olmadan kimse yapmaz. ABD'nin kucağına oturmuş bir insanın Türkiye hayalleri de olamaz, iyilikleri de olamaz, düşünceleri de olamaz." dedi.

Çayır, "15 Temmuz gecesinin, bir daha anladık ki 40 yıllık bir emeğin sonucu darbeymiş" ifadesini kullanarak, ABD'yi darbenin başı olan bir kişiyi Türkiye'ye teslim etmesi gerektiğini söyledi.

BBP'nin, kasım veya aralık ayında kongreye gideceğini belirten Çayır, yeni bir azimle, şevkle ortaya çıkacaklarını dile getirdi.

Bir gazetecinin, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasına ilişkin soru üzerine Çayır, şunları kaydetti:

"Helikopterden birtakım malzemeler söken insanlar, Sayın Cumhurbaşkanı'nı katletmek üzere giden ekibin içinde oldular. Biz daha önce dedik ki, 'Lütfen bu olayı bütün detaylarıyla araştırın'. Ne yazık ki darbeden 10 gün önce dava kapatıldı. 'Kapatmayın, daha ortada bir sürü soru işareti var, bir sürü elde edilmemiş bilgi var' dedik. Duymadılar ve kapattılar. İtiraz ettik. İtirazdan sonra darbe oldu. Darbeden sonra da bazı bulgulara ulaşıldı. Birtakım orada bulunan isimler darbenin içinde yer aldılar. Şimdi davamız yeniden açılıyor. Göksun'da yeniden bu konuyla ilgili dava açıldı. Bir de kapatılmış davanın yeniden açılması konusundaki dilekçemiz halen bir sonuca varılmadı. Onu bekliyoruz. Hükümet, HSYK ve Adalet Bakanlığı da bu konuda gerekli hassasiyeti gösterecektir. Bu işin peşini bırakmayacaklardır. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuda hassas olduğuna inanıyorum. Çünkü her sözünde, bizimle konuşmalarında 'O benim kardeşimdi' demişti. Herhalde bir insan kardeşinin uğradığı bu suikast veya ne ise bu hadiseyi ortaya çıkarmakta kendisinin bir ödev olduğunu düşünüyorum. Ben ona inanmaktayım. İnşallah bu konuda da gerekli adımlar atılır diye beklemekteyiz."