Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç:
SAMSUN (AA) - Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yerleşkesinde yaşanan gerginliğe ilişkin, "Bu ülkede, bu milletin artık bu şekilde birbirine düşürülemeyeceğini çok iyi anlasınlar. Biz herkesin inancını, herkesin fikrini açık söyleyebilmesi, inancını yaşayabilmesi için gece gündüz çalışıyoruz" dedi.
Kılıç, partisinin Atakum'daki Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezinde düzenlenen 64. İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı.
Burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2015 yılında iki seçim gördüğünü anımsatan Kılıç, AK Parti'nin her iki seçimden de başarıyla çıktığını vurguladı. Dış politikalara yönelik açıklamalarda bulunan Kılıç, Türkiye'nin sınır komşusu Suriye ile bir takım sorunlar yaşadığını ancak bu sorunların ülkeye aksetmemesi için çaba sarf ettiklerini belirtti.
Suriye'de İslam adını kullanarak terör eylemlerinde bulunan DAEŞ'i eleştiren Kılıç, şöyle konuştu:
"Yüce dinimizin ismini kullanarak, kendini bir takım dini motifler kullanarak meşru hale getirmeye çalışan 'DAEŞ' diye bir terör örgütü var. Biz birinci günden itibaren dedik 'bunlar terör örgütü.' Bakanlar Kurulu kararı da var bunla ilgili. El- Kaide neyse, Boko-Haram neyse DAEŞ de odur, bir terör örgütüdür. Bunun da dini olmaz, milleti olmaz, hiçbir şeyi olmaz. Terör terördür. Ama dinimizin ismini kendi isimleri içerisine koyarak bir farklı şey yapmaya çalışıyorlar. Bunu da ret ediyoruz. Bir daha söylüyorum, Samsun'dan söylüyorum, bütün dünyaya tekrar söylüyorum. Sorumlu bütün siyasetçilere söylüyorum. Bir dinin ismi terör kelimesinin önüne, arkasına konamaz. Biz bunu ret ediyoruz. Kullandıkları o terimleri ret ediyoruz. Biz kendisini Hristiyan addeden bir kişi terör eylemi yaptığı zaman Hristiyan terör mü diyoruz? Kendisinin Yahudi olduğunu iddia eden kişi terör yaptığı zaman Yahudi terör mü diyoruz? O zaman değerli arkadaşlar kendisinin iddiası doğrultusunda Müslüman olduğunu söyleyip terör yapandan dolayı da yüce dinimizin ismi terörün önüne veya arkasına konamaz. Biz bunu ret ediyoruz."
Kılıç, tüm İslam aleminin bu örgüte tepki göstermesi gerektiğini belirterek, "Bunu tüm İslam dünyası için söylüyorum. Bu terimin kullanılmasına karşı da hep beraber haykırmalıyız. Tüm Müslümanlar tüm İslam dünyası yönetimde olanlar. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız bunu yapıyor. Bu kullanıma karşı en yüksek tepki seviyesinde sesimizi yükseltiyoruz. Yükseltmeye de devam edeceğiz" diye konuştu.
- "Türk milleti kendisine ihanet edenleri asla affetmez"
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in, "sarin gazı" iddialarını da eleştiren Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, parlamentosunda, meclisinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oylarıyla seçilmiş bir milletvekili çıkıyor, diyor ki bir yabancı televizyon kanalına, 'Türkiye Suriye'ye sarin gazı gönderiyormuş. Türkiye'deki belli bir takım çevrelerin de bundan haberi varmış.' Peki Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetimi Cumhuriyet Halk Partisi'nin sayın genel başkanı ne diyor? 'Biz milletvekilimizi yedirmeyiz' diyorlar. Bakın onlar bunu söyleyebilirler. Ama Türk milleti kendisine ihanet edenleri asla affetmez. Siz çıkacaksınız ülkenizle ilgili böyle bir şeyi yabancı televizyon kanalında söyleyeceksiniz. Ülkenizi uluslararası anlamda töhmet altında bırakacaksınız. Gerçi sözünü ciddiye alan yok o ayrı bir hikaye de söylediğinin ne kadar anlamsız ve saçma olduğunu onlar da biliyor."
- ODTÜ yerleşkesinde yaşanan gerginlik
Son günlerde özgürlük anlayışı ile ilgili bir takım sıkıntılar yaşandığını ifade eden Kılıç, ODTÜ yerleşkesinde yaşanan gerginliğe ilişkin ise şu, ifadeleri kullandı:
"Bu konuların takipçisi olarak konuyu yakın inceliyoruz. Bahsettiğim konu Orta Doğu Teknik Üniversitesi içerisinde yaşanan bir gerginlik. Namaz kılan gençlerimizle alakalı olarak orada yaşanan bir sıkıntı. Bunu zaten YÖK Başkanımız bu konudaki çalışmalarına üniversite rektörüyle başlamış durumda. Bu biliyorsunuz ki üniversite rektörünün sorumluluk alanına giren bir şey. Kendi üniversitesinin içerisindeki öğrencilere fikir özgürlüğü hürriyetinin, yaşam hakları, düşünceleri, inançları doğrultusunda fikirlerini ifade etme ve hayatlarını inançları doğrultusunda yaşama hakkının korunması, herkese eşit mesafede olmak rektörün sorumluluğudur, görevidir. Ama aynı zamanda şunu da söylüyorum öğrencilerimiz ve gençlerimiz arasında bu tip bir ayrımın da olmaması noktasında herkesin üzerinde bir sorumluluk vardır. Kimse kimseye inancı gereği kıldığı namazdan dolayı böyle bir şey yapamaz. Böyle bir şey yok. Herkesin özgürlük alanı vardır, hayatı ile alakalı özgürlük alanı, inançları ve düşünceleri."
"Tabi biz bunun Türkiye’de en iyi oluşması için en iyi ortamda yaşanması için en olgun şekilde yaşanması için çok çaba sarf ettik. Biz eğer üniversitelerdeki, eğitimdeki başörtüsü sorununu çözdüysek bunu niye yaptık?" diyen Bakan Kılıç, şunları kaydetti:
"Demokrasiye, hürriyete ve kişisel haklara inandığımız için yaptık. Herkesin istediği şekilde üniversitelerimizde eğitimini görebilmesine inandığımız için yaptık. Bunu gerçekleştirdik. Bu zaten Türkiye’de suni bir gündemdi. Suni olduğu için de zaten çözüldüğü andan itibaren de hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Milletin içerisinde zaten böyle bir konu yoktu. Bu da yok. Bu da suni bir şey. Birileri orada bir şeyleri provoke etmeye, karıştırmaya çalışıyor. Ama şunu unutmasınlar, bu ülkede, bu milletin artık bu şekilde birbirine düşürülemeyeceğini çok iyi anlasınlar. Biz herkesin inancını, herkesin fikrini açık söyleyebilmesi, inancını yaşayabilmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Ecdadımız bunu 500 sene önce yapmış inanç ve fikir hürriyetini ortaya koyarak. Dolayısıyla biz bugün ancak daha ileriye gidebiliriz, geriye gidemeyiz. Dolayısıyla bu sorumlulukta gerekli yerlerdeki sorumluluk makamında onların yapması gereken bir çalışmadır, biz bunun takipçisi olacağız."
Toplantıya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, milletvekilleri, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve partililer katıldı.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.