"İstanbul'u sinema merkezi haline getirmeye çalışıyoruz"
İSTANBUL (AA) - MUSA ALCAN - Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği ve İstanbul Medya Akademisi iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu "4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali", 10-18 Kasım'da İstanbul'da gerçekleştirilecek.
İlk üç yılında hızla büyüyen, uluslararası yarışmalarıyla dikkati çeken festivalin bu yılki programında da ulusal ve uluslararası alanda sinemanın saygın isimleri, sinemacılar ve sinemaseverlerle buluşacak.
Festivalin yürütme kurulu başkanı Ogün Şanlıer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, festivalde her yıl bir yenilik yaptıklarını ve bu yılki yeniliğin de "Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması" olduğunu söyledi.
Uluslararası film yarışmasını önceki yıllarda başlattıklarını anımsatan Şanlıer, ulusal filmler için son başvuru tarihinin 21 Ekim olduğunu, büyük ödülün de 100 bin lira olarak belirlendiğini dile getirdi.
Festivalin, İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakalarındaki sinema salonlarında sinemaseverlerle buluşacağını anlatan Şanlıer, festivale 3 bin 400'ün üzerinde uluslararası başvuru yapıldığını kaydetti.
Ogün Şanlıer, seyirciyi çok önemsediklerine ve onların taleplerini azami ölçüde karşılamaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Seyircinin talep ettiği her türlü filme, gerek seçkilerimizde, gerek gösterimlerimizde yer vererek, seyirciyle filmi buluşturmaya çalışıyoruz. En önemli amaçlarımızdan biri de bu. Dolayısıyla da her kesime ve her türlü filme açık bir festival. Seyirciyle filmi, İstanbul'un incisi Boğaziçi gibi bir yerde ve dünyanın merkezi İstanbul'da buluşturmaya çalışan, uluslararası katılımı önemseyen, İstanbul'u sinema merkezi haline getirmeye çalışan bir festivaliz."
- Darbe ve demokrasi vurgusu
Festivalin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine karşı bir tepki ortaya koyacağını aktaran Şanlıer, "Festivalin ismi zaten Boğaziçi ve biz de 'Boğaziçi'nde yaşananlara sessiz kalmadık' diyoruz. Bu yılki mottomuz bu. İçeriğinde demokrasi ve darbe konulu bir bölüm de olacak. Gösterimlerimizde de bu tür filmlere yer vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Şanlıer, Boğaziçi Film Festivali'ni diğer festivallerden ayıran en önemli özelliğin, kısa filmlere verdikleri önem olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Şu an Türkiye'de tek başına ve totalde verilen en yüksek ödül bizim festivalimizde. Bizim ayrıca kısa film fonlarımız da var. Her kısa filme bir fon veriyoruz. Bu işe meraklı arkadaşlarımız, heyecanlı gençlerimizden önce senaryolarını topluyoruz . Bu senaryoları kurullarımız, jürilerimiz değerlendiriyor ve başarılı olanlara fon veriyoruz. Verdiğimiz fonlar neticesinde arkadaşlarımız filmlerini çekiyorlar."
Kısa filmlerde en büyük ödülün 50 bin lira olduğunu vurgulayan Şanlıer, "İstanbul Medya Akademisi'nin 'Genç Yetenek Ödülü' ile (kısa filmleri) uluslararası bir mecraya çıkarıyoruz. Bunu çok önemsiyoruz çünkü bu işe meraklı arkadaşlarımızın başlangıç noktası olarak kısa filmi görüyoruz. Burada eğer bir yetenek gösterir, başarı elde ederlerse, buradan biz de bu destekleri verirsek, kendilerini geliştirerek daha iyi yerlere gelebileceklerine inanıyoruz." dedi.
- "İstikrarımız devam ederse kültürel alandaki gücümüz de artarak devam eder"
Türk sinemasının gün geçtikçe daha da geliştiğinin altını çizen Şanlıer, farklı ülkelerdeki festivallerde yabancı sinemacılarla bir araya geldiklerini, onlardan festival ve Türk sinemasıyla ilgili övgüler aldıklarını ifade etti.
Şanlıer, sinemanın birleştirici yanının Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nde kendini göstereceğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İstanbul'un hakikaten sinema alanında çok iyi bir yere gelebileceğinin işaretlerini dünyadaki sinema çevrelerinde görebilmek mümkün. Biz bunu gördük geçen festivalde. Daha da iyi olacak. Biz de bunun için gayret gösteriyoruz. Henüz genç bir festival olmamıza rağmen gelen talepler bizi sevindiriyor. Siyasi ve ekonomik istikrarımız devam ettiği sürece kültürel alandaki gücümüzün de artarak devam edeceğine inanıyorum."