AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik:

15 Eylül 2016 Perşembe

ADANA (AA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki de son 200 yılda silahlı bir darbe girişimi karşısında bir hükümet cepheyi terk etmedi, milli iradeyi geride bırakmadı, milli irade bayrağını düşürmedi. Aziz milletin emanetine halel getirmedi, leke sürdürmedi." dedi.

Çelik, AK Parti Çukurova İlçe Başkanlığınca düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, vatandaşların Kurban Bayramı'nı tebrik etti.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi karşısında Adana'da gösterilen kahramanlık için teşekkür eden Çelik, şehitlerin ve gazilerin sayesinde bu bayramın kutlanabildiğini söyledi.

15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, hükümete ve millete savaş uçaklarıyla, savaş helikopterleriyle saldırıldığını anımsatan Çelik, bu darbe girişiminin hep birlikte püskürtüldüğünü belirtti.

Saldırılara rağmen milletin verdiği emaneti terk etmediklerini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Geçmişte darbe girişimleri olduğu zaman hükümetler derhal o darbecileri selamlardı. Hatta Türkiye'de darbeler karşısında defalarca iktidardan gitmek ve daha sonra defalarca gelmek bir övünç kaynağıydı ama hiç unutmayın, saldırdıkları şey bizim varlığımız, hükümet etme iradesi olsa da onun arkasında asıl saldırdıkları şey milli iradedir, sizin iradenizdir, sizin emanetinizdir. Eğer siz, bu emaneti hükümet sahiplensin diyorsanız ona sahip çıkma, onu asla terk etmemek, ona şartlar ve koşullar ne olursa olsun sahip çıkmak bizim namus borcumuzdur. O sebeple o gün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki de son 200 yılda silahlı bir darbe girişimi karşısında bir hükümet cepheyi terk etmedi, milli iradeyi geride bırakmadı, milli irade bayrağını düşürmedi. Aziz milletin emanetine halel getirmedi, leke sürdürmedi. Dolayısıyla sizin verdiğiniz bu destek, sizin bu kardeşliğiniz, sizin bu birliğiniz, sizin bu dirliğiniz böyle devam ettiği müddetçe hiçbir şekilde milli irade yere düşmeyecek, aziz emanetinizi kimse lekeyelemeyecek."

Devletin içinde birtakım paralel devletler oluşturulmasına asla müsade etmeyeceklerini ifade eden Çelik, "Fetullah Gülen denilen o sapık terörist başının Türkiye'de, bir askeri diktatörlük kurmasına, milletin emanetini gasp etmesine müsade etmeyeceğiz. Fetullah Gülen'in o terör örgütünün ve PKK'nın kayyumlar atayarak, bunlar hangi kılıkta olursa olsun milli iradeyi gasp etmesine müsade etmeyeceğiz." dedi.

Milletin, dünyaya demokrasi dersi verdiğini, demokrasi tarihini yenden yazdığın dile getiren Çelik, birliğin, kardeşliğin ve beraberliğin korunmasıyla Türkiye'nin büyüyeceğini söyledi.

- "O bayrağın gölgesinde hepimiz birinci sınıf vatandaşız"

Türkiye'de herkesin birinci sınıf vatandaş olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

"Bizim bir tane bayrağımız var. O bayrağın gölgesinde hepimiz birinci sınıf vatandaşız. Türk'üyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle ve diğer gruplarla beraber Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yoktur. Hepimiz bu ülkede ev sahibiyiz. Bu ülkede misafir yoktur. Hangi dinden, mezhepten, etnik gruptan olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin çatısı altında bir ve eşitiz. O sebeple bu bayrak hepimizin bayrağıdır. Bu bayrağın yanına hiç kimsenin yeni bir paçavra asmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz 'Tek bir milletiz' dediğimiz zaman herkes, bütün farklılıkları yok saydığımız, milletimizin farklı kimliklerini, farklı kültürel birikimlerini yok saydığımız gibi bir kara propaganda yapıyor. Hayır, biz milletimizin ait olduğu yerel kimlikler, folklorik kimlikler, kültürel kimlikler, bütün bu kimlik unsurlarına sahip çıkıyoruz. Bütün bu farklılıkları zenginlik kabul ediyoruz. Hükümetlerimiz döneminde bu farklılıkların güçlendirilmesi, zenginleştirilmesi yaşatılması ve kuvvetlendirilmesi için pek çok işe imza atıldı. Biz bu farklılıklarımız içinde biriz. Buna çoklukta birlik ilkesi diyoruz. Hepimizin adı farklı olabilir ama soyadımız Türkiye Cumhuriyeti'dir."

28 belediyede yeni görevlendirme yapılmasına değinen Çelik, halkın iradesinin gasp edilmediğini, o belediyelerin halkın emanetine ihanet ettiğini dile getirdi.

Belediyelerin kanunlar içinde hareket etmeleri gerektiğini ifade eden Çelik, "Gittiler Fetullahçı Terör Örgütü'ne ya da PKK terör örgütüne bu milletin veridiği imkanları peşkeş çektiler. Ha bu ülkeye savaş helikopterleriyle saldırmışsın ha belediyelerin iş makineleriyle hendekler kazmışsın, belediyelerin araçlarıyla teröristlere destek vermişsin. Hiçbiri fark etmez. Hiç kimse bu ülkede kendi kendisine terör devletçiği kuramaz, kendi kendisine bir terör egemenliği kuramaz. Bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız size aittir. Sizin egemenliğinizi hiçbir terör örgütünün gasp etmesine müsaade edilemez ve edilmeyecektir. Yapılan şey, halkın temsilcisi olmaktan çıkarıp FETÖ terör örgütünün ya da PKK terör örgütünün kayyumu haline gelenlerin iş başından uzaklaştırılmasıdır. Onun yerine millete hizmet edecek, milletin ve devletin kayyumları atanmıştır." diye konuştu.

Milletin emanetine ihanet etmeyenlere, kanunlar dairesinde hareket edenlere kimsenin olumsuzluk yaşatmadığını belirten Çelik, hatta daha fazla imkanların verildiğini, millete daha fazla hizmet etmeleri için gayret edildiğini anlattı.

-"Kim DAEŞ'e destek veriyormuş herkes gördü"

Fırat Kalkanı Harekatı'yla sınırların DAEŞ terör örgütünden temizlendiğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye DAEŞ'e destek veriyor diye kara propaganda yapıyorlardı. İslam dinini ve insanlığı düşmanca hedef alan bu örgüte kimlerin destek verdiğini hepimiz gördük ama askerlerimiz girdi Suriye'de Cerablus'u ve diğer yerleri DAEŞ'ten temizledi. 55 ülke koalisyon yapmış, DAEŞ'e karşı bir başarı sağlayamazken, Türk ordusu oraya girdi ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları DAEŞ denilen terör örgütünden temizledi. Türkiye bir NATO ülkesi olduğu için NATO sınırları da DAEŞ'ten temizlenmiş oldu. Kim DAEŞ'e destek veriyormuş, kim vermiyormuş herkes gördü."

- "Türkiye ile gerçekçi bir müzakere yapmak istiyorsanız fasılları açın"

Türkiye'yi demokrasi konusunda eleştiren Avrupalıların gerçekçi bir müzakere yapmak istiyorlarsa fasılları açması gerektiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Hukuk devletini konuşalım, ifade hürriyetini konuşalım, basın hürriyetini konuşalım. Bizim bunlardan bir çekincemiz yok. Biz bu millet için daha çok basın hürriyeti istiyoruz. Biz bu ülke için daha çok ifade hürriyeti istiyoruz ama şunu birbirine karıştırmamak gerekir. Darbeden birkaç gün önce bu Fetullahçı Terör Örgütü'ne mensup bir profesör çıkıyor, 'Keşke ben profesör olacağıma albay olsaydım, ülkeme daha çok hizmet ederdim. 'diyor. Bu darbecileri gerçek akademisyenlerle karıştırmayın. Bu teröristlerin akademik hürriyeti olmaz. Bu teröristlerin yaptıklarına akademik hürriyet denmez. Bu ruhunu şeytana satmışları Avrupalı dostlarımız gazeteci diye getirirse, akademisyen diye getirirse biz terör örgütlerinin gazeteci ya da akademisyen kisvesi altında Türkiye'ye operasyon çekmesine müsaade etmeyiz. Gerçek gazetecilerin, gerçek akademisyenlerin Türkiye'nin en büyük zenginliği olduğunun, Türkiye'nin yumuşak gücü olduğunun farkındayız. Türkiye'nin büyümesinde, Türkiye'nin gelişmesinde, geleceğe yürümesinde hür basının, özgür basının ve tabii ki ifade hürriyetinin, tabii ki basın hürriyetinin, tabii ki akademik hürriyetin çok büyük bir yeri vardır. Türkiye eğitim ordusuyla da basın mensuplarıyla da geleceğe yürüyecektir ama darbecilik yapanların akademisyenlikle ya da gazetecilikle bir ilgisinin olmadığı açık ve nettir."