"Kimse Türkiye'ye gitme demedi"
İSTANBUL (AA) - Danimarkalı kaligrafi sanatçısı Denis Brown, "Türkiye'ye gelirken 'dikkatli olman lazım' diyenler oldu ama kimse de 'gitme' demedi. Ben bir sanatçıyım ve sanatımı anlatmak için burada olmak zorundaydım." dedi.
"Denis Brown Kaligrafi Çalıştayı"nda Batı kaligrafisine ilişkin 4 gün eğitim veren Brown, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'ye ilk kez geldiğini belirten Brown, "Türkiye'de son zamanlarda askeri darbe girişimi gibi üzücü şeyler oldu. Türkiye'ye gelirken 'dikkatli olman lazım' diyenler oldu ama kimse de 'gitme' demedi. Ben bir sanatçıyım ve sanatımı anlatmak için burada olmak zorundaydım. Buraya geldiğim için de çok mutluyum." diye konuştu.
Brown, Mavera Topluluğu'nun daveti üzerine geldiği Türkiye'de yapılan çalışmaları gördüğünü ve kaligrafi sanatının gittikçe ivme kazanan başarılı bir çizgide devam ettiğini söyledi.
Hat sanatı ile de ilgilendiğini, fakat hiç denemediğini kaydeden sanatçı, şunları aktardı:
"Buradaki hat örneklerine baktım. Çok güzel örnekler var. Hat sanatının yavaş yazıldığı ve hareketlerin yavaş yapıldığı söylendi. Bazen oradaki dokunuşları hissedebiliyorum. Hatalı yapılmış dokunuşları ve rötuşları görebiliyorum. Batı kaligrafisinde de sıkıntılar var. Ben şuna inanıyorum, kusursuz çizgiler çekmek için hızlı hareket etmek lazım. Batı kaligrafisinin ve hat sanatının belli bir sistemi var. Hat sanatında bazı hareketler geniş, bazı hareketler ise dar. Hat sanatının bu durumu ritim ve ahenkli bir etki veriyor yazıya. Harmanlanmış bir melodi gibi. Batı kaligrafisinin geleneğinde ise bunu göremeyiz."
- "Batı kaligrafisinin içerisinde, Arap kaligrafisinin çizgileri de var"
Denis Brown, geleneksel kaligrafiye 21. yüzyıl yorumu getirdiğini belirterek, "Harf formları arasında yenilikler oluşturmayı sürekli deniyorum ve bunu poliritmik yani çok ritimli kaligrafi olarak adlandırıyorum. Aslında Batı kaligrafisinin içerisinde, Arap kaligrafisinin çizgileri de var. O tarz hareketleri, modern kaligrafi içinde görebiliyorum. Arap kaligrafisinde yani hat sanatında ise şekillere benzer hareketler var. Diğer taraftan da Türkiye'de sanırım hattatlar çok para kazanıyor. Çünkü bazı hat eserleri çok yüksek fiyatlarda." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de hat sanatına verilen öneme işaret eden Brown, şöyle devam etti:
"Tüm camilerinizi hat ile süslemişsiniz. Sizin için kutsal bir sanat ama bizim için tam olarak Batı kaligrafisi öyle değil. Batı kaligrafisi, hat sanatı kadar kadim bir geçmişe sahip değil. Toplamda 100 yıllık bir geçmişi vardır. Biz kutsal mekanlarımızı, kiliselerimizi kaligrafi yerine heykel sanatıyla süslüyoruz. Asya kaligrafisi de çok geniş kapsamlı. Onların kaligrafisi de kadim zamana dayanıyor ve kutsal yönleri var. Arap kaligrafisi, Japonya ve Çin'e özgü Asya kaligrafisi ile Batı kaligrafisinin benzerlikleri var elbet. Fakat bence Batı kaligrafisi diğerlerine göre daha özgür çizgilere sahip."
Brown, kaligrafiye çocukken gittiği sanat okulunda başladığını ve yazarken eğlendiğini vurgulayarak, "Kaligrafi benim için çocukken oyun olarak başladı. Sonra işim oldu. İşim olmasına rağmen, hala oyun tarafından hiç vazgeçmedim. İşler yolunda gittiğinde sevindim her zaman ama işler yolunda gitmediğinde de üzülmedim. Bunu kendimde bir yıkım olarak görmedim. Sürekli olarak bu sanata devam ettim. Yani ben bir kemancının kemanıyla mücadele etmesini değil onun kemanıyla oynayarak müzikleri ortaya çıkardığını görüyorum. Bu bağlamda ben de kaligrafiyi bir oyun olarak görüyorum ve aslında bunu icra ederken bir oyun oynuyorum. Çok ciddi sporcular ve müzisyenler de oynuyor ve iyi oynamak için de çok çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
- "Eğlendirici ve eğitici videolar hazırlamak istiyorum"
Kaligrafi sanatında daha iyi olabilmek için sürekli çalışmaya devam ettiğini dile getiren sanatçı, teknolojideki gelişmelere değinerek, "Günümüzde teknoloji çok ilerledi. 10 yıl sonra daha çok ilerleyecek ve buna bağlı olarak kaligrafi sanatında birçok yenilik olacak. Bu yüzden de kendime bir hedef koyamıyorum. Teknoloji bizi ileride bu sanatın içinde farklı noktalara sürükleyebilir." dedi.
Kaligrafi sanatçısı Brown, bugüne kadar birçok ülkede ve şehirde atölye çalışmaları verdiğini aktararak, "Türkiye'ye ilk defa geldim ama imkan olursa, elbette yine gelirim. Sponsor olursa sergi de açabilirim ama sergiler birkaç günlük bir şey olduğu için daha az insana hitap edecektir." ifadelerine yer verdi.
Brown, kaligrafi sanatına ilişkin eğlendirici ve eğitici videolar da hazırlamak istediğini kaydederek, "Bu şekilde sosyal medya aracılığıyla da birçok kişiye ulaşabilirim diye düşünüyorum." diye konuştu.
Hayatını ve yaptığı çalışmaları anlatan bir kitap yazdığını da söyleyen sanatçı, kitabın sergilere kıyasla daha çok insana ulaşacağının altını çizdi.