Marmara Depremi'nin 17. yılı
İSTANBUL (AA) - Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "Bir gün Marmara'da büyük bir deprem olacak. Büyüklüğü 7'nin üzerinde olacak ama bunun ne zaman gerçekleşeceğini maalesef bilemiyoruz." dedi.
Prof. Dr. Haluk Özener, Marmara Depremi'nin 17. yılı nedeniyle Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'nin yüzde 92'sinin deprem tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye'de 17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nin ardından Türkiye'de deprem konusundaki bilinç düzeyinin arttığını vurgulayan Özener, bilim insanlarının 17 Ağustos öncesinde bir sonraki depremin yerini ve büyüklüğünü işaret ettiklerini ancak zamanını söyleyemediklerini anlattı.
Şimdi de bundan sonra olacak depremin yaklaşık yerini, büyüklüğünü tahmin edebildiklerini ama zamanı konusunda bir şey söyleyemediklerini ifade eden Özener, şunları aktardı:
"17 Ağustos'tan sonra köprüler, viyadükler, okullar, hastaneler, kritik yapılar ve tarihi binalarda güçlendirme çalışmaları yapıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarına başlandı, belirli bir hızla ilerlemekte. Deprem yönetmelikleri yenilendi, güvenli yapılara kavuşmaya başladık. Vatandaş da artık binasını seçerken, bina alırken hangi zeminde olduğuna, yapı kalitesine, deprem yönetmeliğine uyulup uyulmadığına, inşaat firmasına dikkat etmeye başladı. Bu da vatandaşın bilinçlendiği anlamına geliyor. Dolayısıyla oldukça iyi bir bilinçlenme seviyesine eriştiğimizi düşünüyoruz. 'Bütün bu yapılanlar yeterli mi? Biz tamamen depreme hazır mıyız?' derseniz buna da 'Evet hazırız' demek çok mümkün değil."
Enstitünün çalışmaları hakkında da bilgi veren Özener, şöyle devam etti:
"Bu tarzdaki araştırmalar yani fay tek parça mı kırılacak, iki parça mı kırılacak, üç parça mı kırılacak? Büyüklüğü 7 mi olacak, 7.2 mi olacak, 7.5 mi olacak? Bir çok senaryo var. Bir sürü bilim insanı bu konuda değerli vakitlerini, kaynaklarını ayırıyor. Bir doğruya, bir hedefe ulaşmak için çaba sarf ediyorlar. Bunlar farklılıklar gösterebilir ama bütün bilim insanlarının farkında olduğu bir nokta; bir gün Marmara'da büyük bir deprem olacak. Büyüklüğü 7'nin üzerinde olacak ama bunun ne zaman olacağını maalesef bilemiyoruz. Bilim insanlarının söyleyeceği sözler burada sınırlı kalmalı, bundan sonra eyleme geçecekler; karar vericiler ve vatandaşlar olmalı. Bu bir doğa olayı, bunu engelleme şansımız yok. Ne zaman olacağını bilemiyoruz, önüne geçemiyoruz ama deprem zararlarını azaltmak her zaman mümkün."
- "Marmara'da büyük bir deprem gelecek ama ne zaman geleceğini kimse bilemez"
Prof. Dr. Özener, bir Fransız gazetesinde İstanbul depremine ilişkin yayımlanan röportajın hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Bu konuda bizim görüşümüz de istendi. Bu çalışmayı biliyoruz, takip ediyoruz yayımlanan makalede kullanılan veriler 6 aylık bir çalışmanın sonucudur. Bu gibi deprem araştırma çalışmaları çok uzun soluklu çalışmalardır. Çok bilimsel verileri sunmak istemiyorum ama aynı bölgede bu çalışma öncesinde deniz tabanına yerleştirmiş olduğumuz benzer cihazlarımız var ve 2,5 senedir bu cihazlar çalışıyor. 600 gündür veri topluyoruz fakat biz neyi bekliyoruz, veri stokumuz belli bir seviyeye ulaştıktan sonra daha sağlıklı sonuçlar sunabilmeyi ümit ediyoruz. Dolayısıyla tekrar söylüyorum 'Faydaki gerilim arttı' deniyor, farklı görüşler de ortaya çıkabilir ama sonuç itibarıyla olacak. Benim sizlere özellikle vurgulamak istediğim konu; Marmara'da büyük bir deprem olacaktır, bunun farkında olalım. Bu soruları da tekrar tekrar soruyoruz, depremi hatırlamış oluyoruz ama Marmara'da büyük bir deprem gelecek ama ne zaman geleceğini kimse bilemez. Bu depremin büyüklüğünün 7'nin üzerinde olma olasılığı çok yüksek, bunu bilerek yaşayalım, buna karşı önlemlerimizi almaya çalışalım."
- 120'nin üzerinde acil müdahale istasyonu görev yapıyor
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından 70'i Marmara Bölgesi'nde olmak üzere Türkiye genelinde 200'ün üzerinde deprem istasyonunun 7 gün 24 saat veri topladığını belirten Özener, üyesi oldukları uluslararası veri merkezlerine bağlı 3 binin üzerindeki sismik istasyondan anlık sağladıkları veriler ve komşu ülkelerle yapılan ikili anlaşmalarla dünyada meydana gelen depremlere yönelik bilgiler ürettiklerini anlattı.
Prof. Dr. Haluk Özener, İstanbul'da kurulmuş ve sürekli kayıt yapan 120'nin üzerinde acil müdahale istasyonunun, herhangi bir deprem sonrası birkaç dakika içinde depremin yarattığı yer hareketinin şiddeti ve binalarda beklenen hasar oranlarını gösteren haritalarını otomatik olarak üretebildiğini aktararak, "Ayrıca çok sayıda tarihi bina, yüksek yapı ve altyapı sistemlerinde kurulan yapı sağlığı izleme sistemleri, bina titreşimlerini sürekli izlemekte ve olası depremden hemen sonra bu yapılarda hasar olup olmadığını belirlemektedir." ifadelerini kullandı.
- "2-16 saniyelik bir erken uyarı"
Deprem Erken Uyarı Sistemi konusunda yapılan çalışmaları aktaran Özener, şöyle konuştu:
"Geçen yıl belirttiğimiz üzere, dünyadaki son teknolojileri kullanarak farklı ölçme yöntemlerini de sistemimize ekledik. İstanbul çevresine kurmuş olduğumuz derin kuyu gerinim ölçer sistemleri fay üzerine tesis ettiğimiz kripmetre istasyonları, Marmara Denizi tabanına yerleştirdiğimiz sismik, elektromanyetik ve ekstensometre gibi jeodezik cihazlarla yerin sismik ve iletkenlik yapısını ve faydaki hareketleri izleyebiliyoruz. Ayrıca Boğaziçi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından çalıştırılan 'Deprem Erken Uyarı Sistemi' ile gerçekleşen depremlerin yeri ve büyüklüğünü saniyeler içinde belirleyebilmekteyiz. Erken uyarı istasyonları ile veri merkezi arasındaki iletişim fiber optik hatlar üzerinden sağlanmaktadır ve tüm bağlantılar uydu altyapısı ile yedeklenmiştir. Merkeze gelen veriler bilgisayar yazılımları tarafından sürekli değerlendirilmekte ve gerekirse erken uyarı sinyali üretilmektedir. Deprem kaynağının yerine ve sinyalin ileteceği yerin konumuna göre 2-16 saniyelik bir erken uyarı verilebilmektedir. Ortalama süre 7-8 saniye olarak kabul edilir. Süre çok kısa gibi görünse de insan kararı gerektirmeyen otomatik önlemler, doğalgaz akışının kesilmesi, tünel ve köprülerin kapatılması bilgisayar yardımıyla alınabilir. Tarafımızdan üretilen erken uyarı sinyalleri İGDAŞ ve Marmaray'a iletilmektedir."