Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, CNN Türk televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin bu süreçte niye yalnız kaldığının sorulması üzerine Şimşek, Batı dendiği zaman tek bir resmin olmadığını söyledi. Şimşek, bu söylemle Türkiye'nin Batı'dan koparılmaya çalışıldığını vurgulayarak, "Darbenin veremediği zararı, bu tür genellemeler verir. Türkiye'nin yüzü yüzyıllardır Batı'ya dönüktür. Bunu Batı hayranlığı perspektifinden söylemiyorum. Vatandaşlarımız en ileri demokratik standartlara layıktır. Aynı zamanda refah noktasında Batı'yla aramızı kapatmak en önemli hedefimiz. Dolayısıyla bizi yalnızlaştırma, içe döndürme, sadece yakın coğrafyayla sıkıştırma, Batı'dan koparma çabası bu darbe girişiminin bir parçasıdır. Türkiye bu tuzağa düşmeyecek." ifadelerini kullandı. Türkiye'de özgürlüklerin geriye gittiği eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Şimşek, eleştirilerin kaynağında hükümetin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelesinin yattığını vurguladı. Şimşek, yakın tarihte olan bitenlerin FETÖ ile değerlendirilmemesi durumunda yanlış sonuçların oluşabileceğini belirterek, "Fransa'da OHAL ilan edildiği zaman herkes normal karşılıyor hatta alkışlıyorlar, Türkiye OHAL ilan ediyor, her tarafta Türkiye'den uzak durun..." dedi.
"Eylül ayında Batılı yatırımcılarla bir araya geleceğiz" Başbakan Yardımcısı Şimşek, muhalefet partilerinin ekonomi kurmaylarının da yurtdışı seyahatlere davet edilmesinin mümkün olup olmayacağının sorulması üzerine, bunun yapılabileceğini kaydetti. Kendisinin hitap ettiği kesimin uzmanlaşmış kesimle bir araya geldiğini anlatan Şimşek, ancak bunun düşünülebileceğini söyledi. Darbe girişiminin ardından 2000'e yakın yatırımcı ile görüştüklerini belirten Şimşek, "Ağustos ayı tatil ayı. Bu ayın ikinci yarısında Asya-Pasifik'teki insanlar tatilden dönüyorlar. Bu ayın 22'si ile başlayan hafta belki oraya giderim sonra da Eylül'ün büyük bir kısmını Batı'da yatırımcılarla, finans çevreleriyle bir araya gelerek Türkiye'ye olan fon akışını, yatırımları sürdürme çabasına gireceğiz." diye konuştu. Şimşek, bu süreçte ekonominin koordinasyonunda bir planlama zorluluğu olup olmadığının sorulması üzerine de Başbakan Binali Yıldırım'ın Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun başkanı olduğunu vurgulayarak, koordinasyonun Başbakan'ın yaptığını dile getirdi. Çizilen politika çerçevesine göre herkesin üstüne düşeni yaptığını anlatan Şimşek, "Eskiden teknik düzeyde çok daha güçlü bir koordinasyon vardı. Şimdi teknik düzeyde biraz daha az, siyasi düzeyde daha çok bir koordinasyon söz konusu." dedi.
"Notumuzu düşürürlerse haksızlık yapmış olurlar" Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarından beklentisinin sorulması üzerine, "Darbe girişimi olmuş bir ülke not noktasında hemen indirselerdi sürpriz olmazdı. Fakat biz olağanüstü çabayla 'Size anlatalım, dediklerimiz çıkmazsa bildiğinizi okuyun' dedik." diye konuştu. Bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşlarının beklentilerinin gerçekleşmediğinin altını çizen Şimşek, "FETÖ çökertildiği için Türkiye rahatlayacak. Ülkenin demokrasisi, ekonomisi güçlenmiştir. OHAL'de bile reformlardan geri durmadık." ifadelerini kullandı. Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarına Türkiye'nin temellerinin güçlü olduğunu anlattıklarını belirterek, darbe girişimi yapılmış bir ülkenin kredi notunun düşürülmesinin olağanüstü olmayacağını ancak Türkiye özelinde bakıldığında böyle bir durumun haksızlık olarak görüleceğini söyledi. Bu süreçte ülkenin kredi notunun düşürülmesini beklemediğini ve bunun büyük bir haksızlık olacağını belirten Şimşek, böyle birşey olması durumunda notun artırılması için gereken çabalara devam edeceklerini dile getirdi. Bu kuruluşların manipülasyonlara açık olup olmadığının sorulması üzerine Şimşek, şunları kaydetti: "Burada çalışan insanlar da birer analisttir; o derginin, o gazetenin, o çevrenin yaptığı değerlendirmelerin etkisi altında kalabilir. Ben derecelendirme kuruluşlarının objektif bir şekilde işini yapmaya çalıştıklarına inanmaya çalışıyorum. Çünkü onlarla muhatabız, bu tür komplo teorileri üreterek benim Türkiye'ye bir faydam olmaz. Benim derdim; Türkiye'nin gerçeklerini onlara anlatmak ve onları ikna etmek ve bu sayede Türkiye'nin yatırım yapılabilir pozisyonunu korumaktır. Düşük bir olasılık ama Türkiye o notu da kaybederse hemen ertesi günden devam ederek biz notumuz geri kazanmak için çabalayacağız. Eğer biz bunları yaparsak kimse o notu kale almaz."
"Büyümede aşağı doğru riskler arttı" Başbakan Yardımcısı Şimşek, yüzde 4,5'lik büyüme oranının gerçekleşmeyeceği kaygılarının hatırlatılması üzerine, bunun doğru olduğunu söyledi. Büyümede aşağı doğru risklerin arttığına dikkati çeken Şimşek, "Biz yüzde 4,5'lik büyümeyi tahmin ederken küresel ve yerel anlamda çok farklı bir ortam vardı." dedi. Konut kredi faizlerinin daha fazla düşüp düşmeyeceğine yönelik sorular üzerine Şimşek, bunun bankaların maliyetleri, enflasyon ve ülkenin kaynak çabasıyla ilgili bir konu olduğunu belirtti. Şimşek, Türkiye'de tasarrufların artması gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye'nin en temel makro sorunu düşük tasarruf sorunudur. O nedenle iniş çıkışlar yaşanıyor. Tutum ekonomisine geçelim, daha çok tasarruf yapılsın, daha çok yatırım yapılsın ve ülkemiz zenginleşsin. Modelimiz bu." diye konuştu. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) konusundaki soru üzerine de Şimşek, bunun bütçeye maliyetinin 500 milyon lirayı aşmayacağını bildirdi. Bu sistemle vatandaşa tasarruf alışkanlığı kazandırmaya çalıştıklarını kaydeden Şimşek, "Vatandaşımız 100 lira tasarruf etse biz kendisine 25 lira veriyoruz. Dünyada eşi benzeri olmayan cömert bir sistem. Buna itiraz edenleri anlamakta zorlanıyorum." dedi.
"Cadı avı yok" Şimşek, 2010 KPSS sınavı ile ilgili bir soru üzerine de "Sınav sorusu çalmak en büyük hırsızlıktır. Çünkü insanların geleceğini çalıyorsunuz. Bu yeni bir şey de değil, '1989'da askeri okullara giriş sınavının soruları verildi' deniyor. Türkiye büyük bir felaketi atlattı. Türkiye şimdi normalleşiyor. Türkiye'yi anlamakta zorluk çekenlere bir daha söylüyorum, demokrasimiz daha güçlü, Batı'dan kopmayacağız, temel hak ve özgürlükler daha da artacak. Ekonomimizin temelleri sağlam, bazı ekonomik sorunlarımız var. Bu sorunları çözmek için de reform programımız var. Muhalefetiyle, iktidarıyla bu ülkenin geleceğini inşa edeceğiz. Bu reformları yapacağız." ifadelerini kullandı. FETÖ üyelerine yönelik operasyonlarla ilgili bir soruya Şimşek, "Bu konuda maksimum hassasiyet ile hareket ediyoruz, edeceğiz. Cadı avı yok ama şu bir gerçek, Türkiye büyük bir felaketin eşiğinden dönmüş, bu ülkeye bu felaketi reva görenler, bu hazırlığı yapanlar, bu terör örgütünün içinde olanlar, buna finansman sağlayanlar eğer yargı önüne çıkmazsa ve hukuk karşısında hesap vermezse bu millete yapacağımız en büyük haksızlık olur." yanıtını verdi.
"Trafik sigortaları fiyatlarında normalleşme başladı" Şimşek, hibrit araçlara daha düşük ÖTV uygulanmasının gündemde olduğunu belirterek, ticari araçların bir kereye mahsus yenilenmesi durumunda ÖTV alınmaması için hazırlanan yasal düzenlemenin de Mecliste olduğunu söyledi. Şimşek, gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farkın kendilerini çok yorduğunu dile getirerek, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile bu konuyu esaslı bir şekilde konuştuklarını, yakın dönemde hızla bir araya geleceklerini, tarladan eve daha ucuza ürün ve dolayısıyla daha düşük enflasyon sağlanması için ne yapılması gerekiyorsa onun üzerinde çalıştıklarını belirtti. Trafik sigortaları fiyatlarında normalleşmenin başladığını belirten Şimşek, "Yasal düzenleme yapılalı 1-2 ay oldu, ikincil düzenlemeler daha yeni devreye girdi. Şu anda trafik sigortası fiyatları düşmeye başladı, zamanla daha güçlü bir şekilde düşer." ifadesini kullandı. Şimşek, bankacılık sektöründe temellerin sağlam olduğunu dile getirerek, tasarruf oranlarının düşük olması ve kaynakta bir miktar dışa bağımlılığın sorun olduğunu kaydetti. Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılımdan elde edilecek gelirin bir kısmının mevduat olarak bankalarda tutulabileceğini, bunun da yatırıma gidecek parayı artıracağını ve sistemi biraz rahatlatacağını söyledi.