Başbakan Yıldırım, medya temsilcileriyle buluştu

01 Ağustos 2016 Pazartesi

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları arasından seçilir maddesini, 'Genelkurmay Başkanı, generaller, orgeneral ve oramiraller arasından seçilir’ şekline getirdik." dedi.

Başbakan Yıldırım, Başbakanlık Resmi Konut’ta medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Yürürlüğe giren 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili değerlendirmede bulunan Yıldırım, bu kararnamenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin 150 yıldır yapmaya çalıştığı değişim, dönüşüm ve reformun tamamlandığı bir süreç olarak görülebileceğini ifade etti.

"Malum dünya değişti, tehdit öncelikleri değişti, tehdit türleri değişti, tehdide karşı savunma teknikleri değişti." diyen Yıldırım, şöyle konuştu:

"Caydırıcılıkla ilgili ihtiyaçlar ortaya çıktı. Şimdi siber saldırılar, mesela normal konvansiyonel saldırıların, tankın, topun, bombanın oluşturduğu saldırılardan daha yakın tehdit haline geldi. Buna göre, tabii silahlı kuvvetlerin kendini yenilemesi lazım. Yenilemesi için ne yapması gerekiyor, mutlaka asli işine yoğunlaşması gerekiyor. Mevcut yapıda, silahlı kuvvetler, harbe hazırlık, caydırıcılık, güvenlik gibi konuların yanı sıra başka bir sürü ilgisiz ilgili mevzularla da meşgul olmak zorunda kalıyor. Şimdi enerjisini azaltan bu yapıları silahlı kuvvetlerden ayırdık, koşturan bir bakanımız vardı, ona bu işleri zimmetledik. İşin özeti bu."

"Genelkurmay bahçesinde bulunan Milli Savunma Bakanlığı binasının yerini değiştirmeyi düşünüyor musunuz?" şeklindeki bir soru üzerine Yıldırım, "Ankara’da yer beğensin" ifadesini kullandı.

Yüksek Askeri Şura'nın yapısındaki değişikliğe değinen Yıldırım, şunları kaydetti:

"Aslında ikinci kararnamede, küçük bir değişiklik vardı bununla ilgili. Önceki değişiklik şuydu; Askeri Şura’nın başkanı Başbakandır. Önce de öyleydi ama Askeri Şura’yı toplama işi Genelkurmaydaydı. Önceki kararnamede, 'Başbakan, yani başkan yılda bir kezden az olmamak üzere Askeri Şura’yı toplar' şeklinde değiştirmiştik. Şimdi ne yaptık, yapıyı değiştirdik. Yapıda önce kim vardı? Başbakan Başkan, Milli Savunma Bakanı üye, diğer üyeler de Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, orgeneraller, oramiraller. 15 kişi. Şimdi tabii jandarmayı, İçişleri Bakanlığına bağladığımız için şuradan jandarma komutanı çıktı. Onun yanı sıra Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı ile kuvvet komutanlarından oluşuyor. Zannediyorum sayıları 14’ü buluyor. 14’ün 4 tanesi askeri kişilik. Jandarmanın yerine sahibi geldi. 4’e 11 oluyor. Sekreterya Genelkurmay 2. Başkanıydı. Şimdi sekreterimiz, Milli Savunma Bakanımız. Başkanının sekreteri, Milli Savunma Bakanı. Genelkurmay'ın işi gücü yok da bizim sekreterliğimizi mi yapacak? Büyük bir yükten kurtarıyoruz."

"Genelkurmay ile kuvvet komutanlıkları arasındaki entegrasyon, ilişki biçimine ilişkin bize bilgi verir misiniz? Çünkü Genelkurmay Başkanı, Başbakana karşı sorumludur ifadesi, Anayasa'da duruyor.” sorusunu da Yıldırım, "Orada bir sıkıntı yok. Biz onu belki Cumhurbaşkanına bağlanmasını, başkomutan olduğu için, daha doğru bir şey olur diye düşünüyoruz. Onu diğer partilerle görüşeceğiz. Anayasa değişikliği konusu olacak." şeklinde yanıtladı.

- "FETÖ terör örgütünün en büyük kaynağı, askeri okullar"

Askeri okullarla ilgili düzenlemeye ilişkin de Başbakan Yıldırım, şu bilgiyi verdi:

"Bu darbe bizi bir yere daha götürdü. Bu FETÖ terör örgütünün en büyük kaynağı, askeri okullar. Maalesef yıllardır burayı ele geçirmişler ve buradan tahkim etmişler güçlerini. Yaptığımız iş şöyle; orta, lise seviyesindeki bütün okullar kapanıyor. Bunlar neler, Kuleli Askeri Lisesi, Işıklar, Maltepe, İzmir Deniz Lisesi, Astsubay Bando Hazırlık Okulu, yani bütün lise seviyesindeki, ortaöğretim seviyesindeki okullar kapatılıyor."

- Askeri okullardaki öğrenciler sivil okullara geçiş yapacak

Askeri okullarda eğitim gören öğrencilerin, sivil liselere girerken aldıkları sınav puanı baz alınarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara dağıtılacağını anlatan Yıldırım, "Bunlar girerken bir şey imzalıyorlar, onları almayacağız. Onları almadığımız gibi bugüne kadar atılanların da tazminatlarını affediyoruz. Bu bir toplumsal problemdi. İmzalamış, bir şekilde devam edememiş veya atılmış, bunların bu yapının tazminatını ödediyse yapacak bir şey yok, ödemeyenlere kolaylık getiriyoruz." dedi.

Milli Savunma Üniversitesi kurduklarını, bunun bünyesinde Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu ve Hava Harp Okulu ve astsubay meslek yüksekokulları olacağını anlatan Yıldırım, "Ayrıca lisansüstü eğitim amacıyla enstitüler olacak. O enstitülerde de kurmaylığa gitmek isteyen varsa o enstitülere gidecek. Bu herkese açık. Sınırlama yok. Yani harp akademileri de kapatılıyor. Ayrıca kurmayların akademileri olmayacak." diye konuştu.

TSK’nın hizmetine ihtiyaç duyacağı öğrenciyi, normal üniversitede askeri öğrenci olarak okutmaya devam edebileceğini kaydeden Yıldırım, "Dışarıdan kaynak temininde sorun yok" dedi.

Başbakan Yıldırım, Milli Savunma Üniversitesi Rektörünün de Milli Savunma Bakanlığına bağlı olacağını, Bakanın önerdiği adaylar arasından Başbakanın seçtiği üç isimden birinin Cumhurbaşkanı tarafından atanacağını bildirdi. Yıldırım, bu üniversite rektörünün sivil de general de olabileceğini belirtti.

Silahlı kuvvetlerin bünyesindeki bütün hastanelerin Sağlık Bakanlığına, GATA’ya bağlı yükseköğretim birimlerinin de Sağlıklı Bilimleri Üniversitesine devredildiğini bildiren Yıldırım, "Devredilen sağlık kuruluşlarındaki askeri personel er ve erbaşlar ile şehit yakınları ve gazilere sağlık hizmeti sunumunda öncelik tanınacak." diye konuştu.

"Askeri tabiplik falan yok. Sağlık Bakanlığıyla yapılacak sözleşmeyle bütün sağlık hizmetleri alınacak." diyen Yıldırım, "Bunlar özel kalemine bile sahip olamamış. Genelkurmay'ın özel kalemi, ‘ihtilal oldu’ diyor, kelepçe takıyor. Ne hale gelmiş memleket" ifadesini kullandı.

- "Genelkurmay sadece asli işiyle uğraşacak"

Silahlı kuvvetlerin elinde tersaneler, fabrikalar ve sanayi kuruluşlarının da bulunduğuna işaret eden Yıldırım, "Bunları Milli Savunma'ya devrediyoruz. Mesela İstanbul tersanesi, Gölcük tersanesi, İzmir Karşıyaka tersanesi. Genelkurmay sadece asli işiyle uğraşacak." dedi.

Milli Savunma Bakanlığının da yeniden yapılandırıldığını belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun kapsamı çok geniş. Bir özel kalemi dahi alamayan bakandan tepeden tırnağa bütün askeriyenin personelini alan bir bakanlığa geldi. Dokuz genel müdürlük kuruluyor, müsteşar, 5 müsteşar yardımcısı. Bunların daire başkanlıkları, şube müdürlükleriyle Ulaştırma Bakanlığından daha büyük bakanlık haline geldi."

Askeri yargıda yapılan değişikliği de değerlendiren Yıldırım, "Askeri yargıda şimdilik yapılan değişiklik, askeri hakimlerin disiplin özlük işlemleri, Milli Savunma Bakanlığına geçti. Artık oradaki disiplin işleri Milli Savunma Bakanlığı yetkisine geçiyor. İkinci aşama diğer partilerle görüşülecek, Askeri Yüksek İdari Mahkemesi ve Askeri Yargıtay’ın kaldırılması konusu var. O yapılıncaya kadar disiplin, özlük işleri Milli Savunma Bakanlığına geçmiş oluyor. Yani askeriye disiplin işleri konusunda yargılama olacak." açıklamasında bulundu.

Yıldırım, Askeri Yüksek İdari Mahkemesinde görevli kurmay üyelerin yerine sınıf subaylarının da görevlendirilmesinin mümkün hale geldiğini bildirdi.

Bir diğer değişikliğin de komuta kademesiyle ilgili olduğunu dile getiren Yıldırım, "Kuvvet komutanları, Milli Savunma Bakanına bağlanıyor, bakanın kendisine bağlanıyor. Bu bağlanma işinde önemli not, kuvvet komutanlıkları diğer kanunlarla Genelkurmay Başkanlığına verilen görev ve yetkiler saklı kalmak şartıyla, diyelim ki askerlikle ilgili Genelkurmayın kanunları var, harekat, harbe hazırlık gibi bu tip görevlerde yine Genelkurmay ile birlikte hareket edecekler ama kuvvet komutanlarının atanması vesaire konularında müşterek kararname uygulanacak." dedi.

Başbakanın, bakanın doğrudan emir verme konusuyla ilgili bir düzenleme olup olmadığının sorulması üzerine de Yıldırım, "Burada da böyle bir düzenleme var. 'Cumhurbaşkanı, Başbakan gerekli gördüklerinde kuvvet komutanlıkları ile bağlılarından doğrudan bilgi alabilir, bunlara doğrudan emir verebilir, verilen emir herhangi makamdan onay alınmaksızın derhal yerine getirilir.' Bu, demokratikleşmede son noktadır. Demokratikleşme demek belki doğru olmaz ama yani burada irade ve idare sınırlarının çizilmesi demek. Yani madde neyi ifade ettiğini zaten kendisi söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, ordudan haksız yere atılanlara da geri dönme imkanı verdiklerini belirterek, "Sağlık raporlarıyla sınıf, statü değişikliğiyle mağdur edilen personele yeniden dönüş hakkı getiriyoruz." diye konuştu.

- "Genelkurmay Başkanı, generaller arasından seçilecek"

Başbakan Yıldırım, Genelkurmay Başkanının seçimiyle ilgili bir düzenleme yaptıklarını bildirdi. Mevcut yapıda, Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanları arasından seçildiğine işaret eden Yıldırım, "Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları arasından seçilir maddesini, 'Genelkurmay Başkanı, generaller, orgeneral ve oramiraller arasından seçilir’ şekline getirdik." dedi.

Ordudan atılanlarla general sayısının yüzde 50’ye kadar düştüğünü, atılanların yerinin doldurulup doldurulmayacağının sorulması üzerine de Yıldırım, şöyle konuştu:

"Çok adam çok iş değildir, çok adam az iş demektir. Silahlı kuvvetler, gelişen teknoloji, gelişen teknik türleriyle zaten uzun zamandan beri yeniden yapılanma hazırlıkları yapıyordu. Bununla beraber, bu yaşadığımız kötü süreçten hayırlı iş doğdu. Bunları hızlandırılacaklar. Profesyonelleşmeye daha fazla kafa yoracaklar, asli işlerine daha fazla kafa yoracaklar. Sadece konvansiyonel savunma harp teknikleri değil caydırıcılığı esas alan, modern teknolojiyi, bilişimi esas alan bir savunma konseptine geçmiş olacaklar.

Burada da askere alma, silah altına alma işi yine devam edecek. Orada bir aidiyet oluşması lazım ama bunun, sadece askerlik iklimine alışmak, onun ötesinde bir rolü olmaması lazım. Onu da ayrıca değerlendireceğiz. Şu anda onun kararını vermiş değiliz. Muhtemelen süreler daha kısalacak, sayı azalacak vesaire. Jandarma, mesela belirli takvim içerisinde, silah altına alınmış, vatan hizmetini yapan hiçbir askeri terörle mücadelede çalıştırmayacak. Kadro ihtiyacı azalıyor."

Yıldırım, askerlik süresinin kısalıp kısalmayacağına ilişkin soruyu da "Şu anda söz konusu değil. Uzman orduya geçince mecburen bu sonucu olabilir." şeklinde yanıtladı.

- "17-25 Aralık'tan sonra hala uyanmamış olanları masum kabul etmiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, demokrasi nöbetinin, Yenikapı Mitingi’nde nihayete ereceğini açıkladığı belirtilerek, "Eş zamanlı olarak kışla kapılarındaki iş makineleri de o zaman mı kalkar? Ayrıca devletin bütün kurullarına sızan FETÖ’cüler siyaset kurumunda yok mu sorusu çok soruluyor" şeklinde yöneltilen soru üzerine Yıldırım, "Burada yok. Onu da siz arayın bulun" yanıtını verdi.

Bazı milletvekillerinin arasında bile çocuklarını FETÖ'nün okullarına gönderenler bulunduğu ve bu okulların kapandığı belirtilerek, bunlarla ilgili ne yapılacağının sorulması üzerine Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu çok müşkül meseledir, yani samimiyetle söylüyorum ama burada biz ölçüyü şöyle koyuyoruz; 17-25 Aralık'tan sonra hala uyanmamış olanları masum kabul etmiyoruz. 17 Aralık, buranın bir terör yapılanması olduğunun ortaya çıktığı tarihtir. Ondan sonra bunlara verilen destek hiçbir şekilde masum görülemez. 'O masum' gibi muamele edilemez. Bunlarla ilgili peyderpey işte terfiler, atamalar yapıldı. Boşluk ortadan kalktıkça kısa sürede oradaki vatandaşın kendi refleksiyle aldığı tedbirler de ortadan kalkacak."

İstihbaratta bir yapılanma olup olmayacağının sorulması üzerine de Yıldırım, "Bu da gündemimizde var. Bunu da olgunlaştırmayı düşünüyoruz." dedi.

- "Fetullah Gülen bu darbenin göbeğindedir"

15 Temmuz darbe girişiminde organizatör olarak rol alan isimler sorulan Yıldırım, "Elde bilgiler var ama bunları ortaya çıkarmak yargının işidir. Onların yerine kalkıp 'Darbeyi şunlar yaptı' dememiz doğru olmaz. Bildiklerimiz var ama bizim bildiğimizden daha ziyade yargının tespitleridir, ona itibar etmemiz lazım. Darbede artık Fetullah Gülen'in işin merkezinde olduğuna hiçbir şüphe yoktur. Orada bir tereddüt oluşturmaya çalışanlar, boşuna gayret gösteriyorlar. Fetullah Gülen bu darbenin göbeğindedir, merkezindedir. Bir numarası mıdır, yoksa bir a mıdır nedir onu bilemem." değerlendirmesinde bulundu.

ABD Genelkurmay Başkanı'nın Türkiye ziyaretiyle ilgili soru üzerine de Yıldırım, "Bizden de ziyaret talebi var. Biz de yarın (bugün) görüşeceğiz. Benden randevu istedi" diye konuştu.

- "ABD stratejik ortağımız, resmi açıklamalarına itibar ederiz"

Yıldırım, ABD Genelkurmay Başkanı'nın FETÖ darbe girişimiyle ilgili açıklamalarına ilişkin soru üzerine, ABD Genelkurmay Başkanı söylediklerini daha sonra yalanladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"En azından zahiren veya şuur altındakinin tezahürü müdür onu bilemeyiz, zamanla göreceğiz. Ben ona cevabımı verdim. Bu bir itiraf mı acaba dedim? Sayın Cumhurbaşkanımız, çok sert tepki ortaya koydu. Bakalım Genelkurmay Başkanı ne anlatacak yarın (bugün) bize? Bir de onu dinleyelim, bakalım. ABD stratejik ortağımız yani biz onların resmi açıklamalarına itibar ederiz. Bizim dostluğumuzu sorgulatacak bir pozisyona düşmesini istemeyiz. Fetullah Gülen konusundaki şu 15 Temmuz’a kadar ayak sürütme işine devam ederlerse, 15 Temmuz'dan sonraki olaylar ayan beyan ortadayken o zaman iş başka bir yere gider."

"Bunu ABD Genelkurmay Başkanına da mesaj olarak iletecek misiniz?" sorusu üzerine Yıldırım, "Joe Biden'a söyledim, ona gerek yok daha. Söylediğim şu; 'Bu 15 Temmuz'dan sonra daha delil falan bunu bırakın' dedim. Ne delili? Adam darbe yapmaya kalktı, insanları öldürüyor hala delil diyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu darbe girişiminin kahramanı, kahraman Türk milletidir ve milletin bağrından çıkan Başkomutan, Cumhurbaşkanı ve onun iktidara getirdiği AK Parti hükümetidir. Ayrıca polislerimiz, paralelci olmayan kahraman polislerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız, TSK içinde ülkesini vatanını seven askerlerimiz, gerçek askerlerimiz, hakimlerimiz, savcılarımız ve her şeyden önce bu darbe girişiminin seyrini değiştiren medya, görsel ve yazılı medyamız, herhangi bir telkin olmadan durumdan vazife çıkararak 35. maddeyi uygulayarak ülkenin bekasını, milletin istiklalini devam ettirmek için, istikbalini sağlamak için gereken her şeyi yapmıştır."

(Bitti)