Kispet ustaları zamana direniyor

21 Temmuz 2016 Perşembe

EDİRNE (AA) - GÖKHAN ZOBAR - Türkiye'deki üç kispet ustasından biri olan Adem Kayın, geleneksel, el yapımı kispet üretiminin devamı için mücadele veriyor.

Kayın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sürekli, düzenli maddi getirisi olmadığı için yeni ustaların yetişmediğini anlattı.

Geleneksel kispet üretiminin sürdürülmesi gerektiğini kaydeden Adem Kayın, pehlivanlar güreşirken kendilerinin kispetlerdeki detaylara yoğunlaştıklarını dile getirdi.

Kayın, şöyle konuştu:

"Ben el sanatları öğretmeniyim. Geleneksel sanatları çok seviyorum ve yaşamasını istiyorum. Benim bu ustalığı öğrenmemdeki amaç da yok olmaya yüz tutmuş geleneksel kispet yapımını yaşatmaktı. Bunun için mücadele veriyorum. Herkes Kırkpınar'da güreşleri takip ederken biz kispetleri takip ediyoruz. Eğer benim diktiğim bir kispeti giyen pehlivan bir üst tura çıkarsa çok mutlu oluyorum."

- "Kispetin hası dana derisinden"

Kırkpınar çayırına çıkan her pehlivanın yol arkadaşı kispeti dana derisinden bıçkı ve muşta kullanarak yaptığını anlatan Kayın, bir kispetin yapımının en az üç gün sürdüğünü kaydetti.

Kayın, el işçiliği ve büyük bir ustalık gerektiren kispetin üç ana kısımdan oluştuğuna değinerek, şöyle devam etti:

"Bunlar kasnak, hazne ve paça. İlk olarak deri seçilir. Tabii bunu seçerken çok özen göstermeliyiz. Vidala dediğimiz hiç bıçak izi, yarası olmayan dana derisini seçiyoruz. Deri gerçekten iyi işlenmiş olmalı. Daha sonra pehlivanın ölçülerine göre kalıp çıkartıp kesim yapıyoruz. Ardından ikinci ve üçüncü güçlendirme katlarını yapıyoruz. Onları birbirlerine yapıştırıp ana dikişlerini atıyoruz. Üzerine el emeği nakış işlemelerini yapıyoruz. Nakış çok önemlidir. Çünkü nakış bizim ustalığımızı gösterir. Sonra birleştirmeye geçilir. Önce hazne ve kasnak birleştirilir ardından paça kısımları elde dikiş yardımıyla birleşir. Kispetin en önemli yeri birleştirme kısmıdır. Kispeti iyi oturtmamız gerekiyor ki güreş esnasında pehlivana bir sıkıntı çıkartmasın. Ben pehlivanlarımızın tamamen vücut ölçülerine göre kispet yapıyorum. Zaten bizim farkımız burada ortaya çıkıyor. Pehlivan kispeti giydikten sonra onu hiçbir şekilde rahatsız etmemeli."

Güreşlerin mayıs-ekim ayları arasında yapılması nedeniyle işlerinin bu dönemde yoğunlaştığını vurgulayan Kaygın, 5 aylık dönem için maddi getirinin az olması nedeniyle çırak bulmakta ve yetiştirmekte güçlük çektiklerini sözlerine ekledi.