MHP Grup Başkanvekili Akçay:

11 Temmuz 2016 Pazartesi

TBMM (AA) - MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Suriyelilere çifte vatandaşlık verilmesi, çifte kavrulmuş gibi imtiyazlı bir statü verilmesi demektir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan bir kısım insanlara imtiyazlı bir statü tanımak haline gelir." dedi.

Akçay, Meclisteki makamında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Terör örgütü PKK'nın elebaşılarından "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin'in Suriye'de öldürüldüğü iddialarının hatırlatılması üzerine Akçay, konuya ilişkin haberlerin 48 saati aşkın süredir televizyonlardan geçtiğini ancak hükümet ya da istihbarat birimlerinin bu bilgiyi teyit etmediğini bildirdi.

Akçay, "Bu kadarlık sürede bilginin doğruluğunu teyit edemeyen kurumları kınıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin birkaç saat içinde kesin bilgiyi elde edip halkı, bizleri aydınlatması gerekirdi. Temennimiz odur ki inşallah böyle bir hadise vuku bulmuştur. Ancak bunun açıklamasını bile yapamayan hükümetle karşı karşıyayız." diye konuştu.

MHP'li Akçay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriyelilerin TOKİ'nin boş konutlarına yerleştirilmesi yönündeki açıklamalarını da eleştirerek, Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin de doğru olmadığını, Türkiye'nin demografik yapısının bozulacağını savundu.

Hükümetin Suriyelilere yönelik olarak kırmızı çizgiyi 100 bin olarak açıkladığını ancak şu anda Türkiye'de 4 milyon Suriyeli bulunduğunu iddia eden Akçay, "Suriyelilere vatandaşlık verilmesi demografik yapıyı bozacak, sosyal, siyasal bir çok sorun ithal edecek durumdur. TOKİ evlerinin verilmesi de ayrıca bir garabettir. TOKİ'nin şehit, gazi ailelerine öncelik vermesi gerekir. Bugüne kadar bin 500 civarında şehit ve gazi ailesine krediyle, bedava da değil verilmiş." ifadesini kullandı.

Akçay, hükümetin Suriyelilere imtiyaz vermek peşinde olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Hem çifte vatandaşlık vereceksin, çifte kavrulmuş gibi bir durum. İşsizliğin yüzde 10'u aştığı ülkemizde, yüzde 50'si okuma yazma bilmeyen Suriyelileri istihdama dahil etmeye çalışacaksınız. Ekonomik ve sosyal yapıyı allak bullak edecek durum. Cumhurbaşkanının konuşmalarını da Suriye, Rusya, İsrail meselelerinden iyice sıkıldıktan sonra gündemi değiştirmeye yönelik en son taktik olarak değerlendiriyoruz, yanlış buluyoruz."

Türk milletinin misafirperver, yardımsever olduğunu, mazlum ve mağdurla lokmasını paylaştığını ancak Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin bunlarla alakası olmadığını vurgulayan Akçay, "Suriyelilere çifte vatandaşlık verilmesi, çifte kavrulmuş gibi imtiyazlı bir statü verilmesi demektir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan bir kısım insanlara imtiyazlı bir statü tanımak haline gelir. Bu da ülkemize can ve mal güvenliği için geçici gelen mültecilerin hak ettiği durum olur ne de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının müstahak olduğu bir durum olur. Son derece haksız ve adaletsiz bir durum." dedi.

Hükümetin, Suriyelilere vatandaşlık vermesi, TOKİ konutlarına yerleştirmesi uygulamalarını oy için yapıldığı iddia eden Akçay, "Bezirgan politikacı misali elbette bunun oy hesabı yapıldığı da anlaşılıyor. Türkiye'nin sosyal, demografik yapısını değiştirmek demek siyasi geleceğiyle de oynama gayretlerinin sonucu olarak değerlendirilebilir." diye konuştu.

AK Parti'nin Meclis İçtüzük değişikliği teklifinde bulunacağının anımsatılması üzerine de Akçay, bu değişikliğe yönelik geçmişte de çalışmalar yapıldığını, bu çalışmalardan yararlanılması gerektiğini bildirdi.

AK Parti'nin İçtüzük değişikliğiyle muhalefeti susturmaya çalıştığını savunan Akçay, "Sayın Elitaş bunu biraz magazinleştirmeye çalışıyor. 317 milletvekiliyle hangi kanunu çıkarmak istemiş de çıkaramamış AKP? Elbette düzenlenmesi gereken hususlar olabilir. İktidar grubunda daha çok muhalefetin sesini kısmaya yönelik eğilim seziyoruz. MHP olarak, muhalefetin TBMM'de sesinin kısılmasına yönelik her türlü gayretin karşısında kararlıkla duracağımızı ifade ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Akçay, AK Parti'nin muhalefete tahammül, sabır göstermesi gerektiğini belirterek, AK Parti'nin geçmişte Meclis TV'yi de etkisiz hale getirdiğini, yayın saatlerini sınırlandırdığını kaydetti.