Ömer Tuğrul İnançer, Sohbet Meclisi'ne katıldı

30 Haziran 2016 Perşembe

İSTANBUL (AA) - Mutasavvıf Ömer Tuğrul İnançer, Eyüp Belediyesi ramazan etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Sohbet Meclisi"nin konuğu oldu.

Eyüp Meydanı'ndaki etkinliğe katılan İnançer, "zikir" ile ilgili yaptığı konuşmasında, "Her kurum merasimi ile birlikte yaşar. Eğer kurumlara ait merasimleri törenleri kaldırırsak belli bir zaman sonra o kurum yok olur. İşte zikrullah artık hepimizin unuttuğu bir İslami kurum. Çok unuttuk ama yapmıyoruz. Çünkü merasimi yasaklandı.” dedi.

İnançer, zikirle ilgili ayetlere işaret ederek, "Dünyada maddi feraha erişmiş birçok ülke mensubu milletler var. En çok sarhoş ve uyuşturucu müptelaları onlardan çıkıyor. Çünkü tatmin olmuyorlar, kalplerinde Allah ve Allah'ın zikri yok. Allah olması da yetmez. Allah inancı yetseydi, Allah 'bana inanın' derdi. 'Bana inanın' demiyor, 'beni çok zikredin' diyor. Kalbinizin tatmine ermesi dolayısıyla dünyada mutlu bir hayat geçirebilmeniz için Allah'ı zikretmemiz lazım buyuruyor Cenabı Hak." diye konuştu.

Zikrin İslam'daki önemine değinen İnançer, şöyle devam etti:

"Yatıp kalkmayı namaz kılmak, aç kalmayı oruç tutmak, tur atmayı, tespih ve seccade almayı hac etmek zannediyoruz. Züğürdün zekatı olan yüzde iki buçuğu verince zekat verdik diyoruz. Kırkta bir zekat züğürdün zekatıdır. Zenginin zekatı değildir. Resulullah Efendimizin, 'okuma bilmem' demesinin yanlış olduğunu tefekkür etmediğimiz için hadisenin doğrusunu öğrenmeye gayret etmiyoruz. Resulullah Efendimiz, Cebrail'e 'Ben okuma bilmiyorum' demedi. 'Okuyamıyorum' dedi. Okuma bilmiyorum ile okuyamıyorum aynı manaya gelmez. Cebrail Aleyhisselam ona bir evrak kağıt getirmediğine ama emir verip 'oku' dediğine göre, Peygamber Efendimizin okuyamıyorum dediği, bizim de yapmadığımız kendi kitabını okumak, kainatı okumak, yaradılışın sebebini okumak, Alem-i Kübra'yı okumaktı."

- "Ezan-ı Şerif'in Türkçesi, Farsçası, İspanyolcası, İngilizcesi olmaz"

Ömer Tuğrul İnançer, ilk emirde farkında olmadan zikir ayetinin emredildiğini vurgulayarak, "Kur'an-ı Kerim’in ilk harfi sadece 'oku'dan ibaret değil, aynı zamanda Rabbini an, Rabbinle ol ayetidir. Seni yaratanın ismi ile bu zikir değil midir? Kur'an-ı Kerim'de çok oruç tutun, çok namaz kılın, çok hacca gidin diye ayet yok ama çok zikredin diye ayet var." ifadelerini kullandı.

Zikrin bittiğini ve merasiminin yasaklandığını vurgulayan İnançer, şöyle devam etti:

"Biz oturup kendi kendimize zikir edebiliriz ama emin olun camilerdeki cuma merasimleri, cemaatler, selalar, müezzin usulleri kalksa namazımız da azalır. 1932 ile 1950 arasında Türkiye'de ezan okunmadı. 'Türkçe ezan okundu' demeyin. Ezan-ı Şerif'in Türkçesi, Farsçası, İspanyolcası, İngilizcesi olmaz. Çünkü ezan, ezandır. Ya vardır ya yoktur. Türkçe tercümesi olur, İngilizce tercümesi olur, Farsça tercümesi olur ama Türkçe ezan olmaz. Dolayısıyla on sekiz sene bu memlekette ezan okutulmamış. Resulullah Hazretlerinin mübarek ağzından çıktığı gibi olmayan bir davet, camileri boş bırakmıştır. Davet ve merasim yerine geldiği için camiler dolmaya başladı, nüfusun artışından değil."

İnançer, Hazreti Muhammed'in Esma-ul Hüsna'nın tekrar edilmesini buyurduğunu ifade eden, "Kur'an-ı Kerim'de birçok yerde, 'Gönlünüzün huzura kavuşması için, mutlu olmanız için, kalbinizin tatmin olması için Allah'ı zikrediniz. Bir yükseklik elde edebilmek için mutlaka Allah’ı devreye koyunuz. Eğer feraha kavuşmak istiyorsanız Allah'ı zikredin. Beni zikredin ki bende sizi zikredeyim' buyuruyor Rabbimiz." dedi.

Sohbet Meclisi'nin yarın akşamki konuğu, akademisyen yazar Ekrem Demirli olacak.