AK Parti TBMM Grup Toplantısı
TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Savunma sanayinde yerlilik oranını 2003'te yüzde 20'den aldık, bugün yüzde 60'ın üzerine çıkardık. İşte Türkiye'nin gelişmesi bu, gelişen, büyüyen Türkiye'nin geldiği nokta bu" dedi.
Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, milli savunma alanındaki yatırımlara değindi.
"Savunma sanayine son 14 yılda aktardığımız kaynak miktarı tam 30 milyar dolar" diyen Yıldırım, bu alanda yerlileştirme ve millileştirmeye önem verdiklerinin altını çizdi. Yerlileştirmenin tek başına yeterli olmadığını, millileştirmenin de gerektiğini vurgulayan Yıldırım, her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de Türkiye'nin kendi kendine yeterliliğini artırmasının, bölgedeki ülkelerin güvenliği ve geleceği için gerekli olduğunu belirtti.
Yıldırım, "Kendi insansız hava aracımızı artık yapabiliyoruz. Şimdi teçhizatlı, silah donanımlı olanını da yapmaya başladık. Tankımızı yapıyoruz, milli piyade tüfeğimizi yapıyoruz. Yetmez. Bölgesel uçak projesini yapıyoruz. Helikopterlerimizi yaptık uçuruyoruz. Kısacası, savunma sanayinde yerlilik oranını 2003'te yüzde 20'den aldık, bugün yüzde 60'ın üzerine çıkardık. İşte Türkiye'nin gelişmesi bu, gelişen büyüyen Türkiye'nin geldiği nokta bu. Güçlü millet, güçlü orduyla ancak mümkündür. Türkiye'yi güçlendiriyoruz. Türkiye güçlendiği oranda ordumuz da güçleniyor, dostlarımıza güven veriyor, düşmanlarımıza da korku salıyor." diye konuştu.
Bu alandaki çalışmaların hızla devam edeceğini bildiren Yıldırım, "Önümüzdeki 2023 sürecinde inşallah bölgesel uçağımızı da semalarımızda uçuracağız. Kuyruğunda Türk malı yazan uçağımızı uçuracağız. 2018'in sonunda tamamen yerli kaynaklarla yerli akıl teriyle, alın teriyle yapılmış uydumuz da gökyüzünde olacak." dedi.
Türkiye'nin, bölgesinde güçlü olmak ve güçlü kalmak mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Yıldırım, çevresinde Türkiye'ye bel ve umut bağlamış bir çok ülke bulunduğunu söyledi. Yıldırım, bu ülkelerin geleceğinin de Türkiye'nin geleceği ile aynı derecede önemli olduğunu kaydetti.
- "Gelecekle ilgili planımı ortaokuldaki müdürümüz değiştirmişti"
Yıldırım, bir eğitim öğretim döneminin daha bittiğini hatırlatarak, 18 milyon öğrencinin karnelerini aldığını, onları yetiştiren 1 milyona yakın öğretmenin de yaz tatiline girdiğini dile getirdi.
Çocukların heyecanını yaşamak için kendisinin öğrenim gördüğü İstanbul'daki Piri Reis Ortaokulu'na gittiğini anlatan Yıldırım, o dönemleri düşündüğünü ve anılarını tazelediğini aktardı.
Yıldırım, bir hatırasını şöyle anlattı:
"Ortaokulda okurken, son sınıfta öğretmen okuluna gitmeye karar verdim. Çünkü dedemin, amcalarımın yanında kalıyorum, onlara daha fazla yük olmamak için bir yatılı okula gidip meslek kazanmayı kafama koymuştum. Bunun için öğretmen okulu sınavlarına müracaat ettim. Sınava iki gün kala sınav kağıdımı alacağım, dediler ki 'Müdür senin sınav kağıdını vermedi'. Gittim, Hasan Çelik, Rizeli... Biraz sert mizaçlı, asık yüzlü, bizim Hayati Bey'e biraz benziyor. Ama öyle bir güzel gönlü var ki. O ciddi ve sert mizacın arkasında müthiş bir insan sevgisi var, tıpkı Hayatı Yazıcı gibi. 'Sen öğretmen mi olacaksın?' dedi. 'İzininizle öyle', dedim. Kağıdı aldı, önümde yırttı, çöpe attı. 'Beni görmüyor musun? Ne yapacaksın öğretmen olup? Hadi git, defol git' dedi. İki gün ağladım. Yani bizim gelecekle ilgili planımızı ortaokuldaki müdürümüz değiştirmişti. Başka bir güzergaha bizi soktu. Ondan sonrasına gerek yok."
Öğretmenlerin önemine dikkati çeken Yıldırım, "Anne baba çocukları şekillendiriyor ama zamanımızın çoğu okullarda geçiyor. Dolayısıyla öğretmenlerimizin çocuklarımızın gelecek ufkunda, özgüven kazanmasında ve şekillenmesinde çok büyük emekleri var. Yavrularımızı, gençlerimizi geleceği hazırlamak için fedakarca gayret eden bütün öğretmenlerimizi yürekten tebrik ediyorum, kutluyorum." ifadelerini kullandı.
(Sürecek)