"Filozoflarla İstanbul'da Uluslararası Edebiyat ve Politika Konferansları"

07 Mayıs 2016 Cumartesi

İSTANBUL (AA) - Fransız düşünür Jacques Ranciere, Bakırköy Belediyesince düzenlenen "Filozoflarla İstanbul'da Uluslararası Edebiyat ve Politika Konferansları" etkinliğine konuk oldu.

Bakırköy Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi'nde, Jacques Ranciere, Etienne Balibar, Bertrand Ogilvie, Ahmet Soysal ve Volkan Çelebi, edebiyat ve politika ilişkisi noktasında düşüncelerini aktardılar.

Etkinlikte konuşan Fransız düşünür Ranciere, ünlü yazarların romanlarındaki zaman kavramlarını ele alarak, yazarların kurguladıkları zaman ve mekan olgularında, karakterleri üzerinden dile getirdikleri "haykırışların" okuyucuya edebiyatın siyaset kapasitesini sunduğunu anlattı.

Ranciere, "edebiyattaki zaman parçalanmasıyla belirli özgürleşme hareketleri ve deneyimleri arasında bir bağlantı olup olmadığının düşünülmesi" gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Birtakım kişiler belli bir zaman biçimine, iş, üreme zamanı gibi zamanların içine hapsediliyorlardı ve yaratıcılık, eğlenme zamanı gibi başka bir zaman yaşamaya çalışıyordu. Özünde mevcut durumu düşündüğümüzde ise bir yandan gerekli tarih üzerine hakim bir anlatı var, bu tabii kapitalizmin anlatısı bugün. Dünya pazarı, uyum gerekliliği sağlanmak zorunda, uyum sağlamayan da işsiz kalır, onlar kenara atılır gibi bir anlatı. Bir yandan da gayet iyi biliyoruz ki, çağdaş zaman aslında çok sayıda parçalanmış zamanlardan oluşuyor."

Çalışmayan, yarı zamanlı çalışan, kısmen eğitim gören, kısmen iş pazarında olan, kısmen sanatçı olan insanların parçalanmış zamanları oluşturduğuna işaret eden Ranciere, "Somut bir gerçeklik var aslında, sadece kendi zamanımızı kendi başımıza icat edeceğiz diye bir şey yok tabii. Parçalanmış çoğul zamanlar var ve bunun altında yatan da gerekli gelişim adına bir genel söylem de var, dolayısıyla farklı yaşanma biçimleri de var." diye konuştu.

- "Suriyelilerin durumu edebiyatı değiştirecek diyemeyiz"

Ranciere, Suriyeli sığınmacıların edebiyata yansımasına da değinerek, şunları anlattı:

"Suriyelilerin durumu edebiyatı değiştirecek diyemeyiz ama göç konusunda, çatışmalardan kaçan mültecilerin durumu farklı tabii. Yine küreselleşen dünya mantığının bir parçaları çünkü dünya size 'uyum sağlayın' diyor. Sonsuz farklı durumlar var, birtakım insanlar biraz zaman dışı kalıyorlar ya da ara zamanlarda kalıyorlar. Bu edebiyatı değiştirmeyecek ama edebiyat genel anlamda bu tip durumları, geniş anlamda yansıtıyor."

Zaman dışı kalan, parçalanmış zamanlarda yaşayan insanların romanlarda birçok şekilde ele alındığını vurgulayan Ranciere, şu yorumu yaptı:

"Modern zamandaki birçok romanda tımarhanede buluyor insanlar kendilerini. Mekan dışı kalan insanlar edebiyatta çok yer alıyor. Edebiyatı değiştirmiyor bu ama yeni edebi dokular, yeni tecrübe biçimleri, yeni değişik yaşam biçimleri arasında kalmış insanlarla bir bağlantı kuruluyor."

Ranciere, konferans sonunda dinleyicilerin sorularını cevapladı.