TPE'de Fikri Haklar, Genetik Kaynaklar Konferansı
ANKARA (AA) - Türk Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Habib Asan, genetik kaynak ve geleneksel bilgilerin yoğun kullanıldığı biyoteknoloji alanında, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre son 5 yılda yüzde 11 büyüme görüldüğünü ifade ederek, küresel biyoteknoloji pazarının 2020 yılına kadar 2 trilyon avroya ulaşacağının tahmin edildiğini belirtti.
Asan, TPE’de düzenlenen Fikri Haklar, Genetik Kaynaklar ve Geleneksel Bilgi Uluslararası Konferansı'nda yaptığı konuşmada, konferansın, genetik kaynaklar ve geleneksel bilginin korunması anlamında dünya ve yakın coğrafyadaki gelişmelerin ilk ağızdan takip edilmesine imkan sağlayacağını, konuyla ilgili uzmanların uluslararası temsilcilerle bilgi alışverişinde bulunacağını ve Türkiye şartlarına uygun bir koruma politikası belirlemesine katkı sağlayacağını söyledi.
Genetik kaynak ve geleneksel bilgilerin yoğun kullanıldığı biyoteknoloji alanında, OECD verilerine göre son 5 yılda yüzde 11 büyüme görüldüğünü ifade eden Asan, küresel biyoteknoloji pazarının 2020 yılına kadar 2 trilyon avroya ulaşacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Asan, bir bitkinin ya da geleneksel bir bilginin öneminin giderek artmasının, Türkiye gibi tarihi, kültürel ve biyolojik zenginliklere sahip ülkeler açısından, bu kavramlara ve etkin şekilde korunmalarına özel önem atfedilmesini gerekli kıldığını ifade etti.
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) nezdinde 2001 yılından itibaren yürütülen çalışmalar başta olmak üzere, uluslararası platformlardaki tüm gelişmelerin TPE ve Türkiye'nin ilgili tüm kurum ve kuruluşları tarafından yakından takip edildiğini anlatan Asan, Enstitü ile diğer ülkelerin fikri mülkiyet ofisleri arasındaki ilişkinin, bugün hiç olmadığı kadar olumlu düzeyde seyrettiğini dile getirdi.
Asan, WIPO'nun ve Genel Direktörü Francis Gurry'nin kişisel katkılarıyla Türkiye'de, komşu ülkelerden katılımcıların da burslu olarak eğitim görebileceği Fikri Mülkiyet Yüksek Lisans Programı'nın açılması konusunda nihai aşamaya gelindiğini açıkladı. Fikri Mülkiyet Eğitim Merkezleri'nin kurulması yönündeki telif haklarında, yürütülen çalışmalar ve WIPO'nun sağladığı desteklerle önemli gelişmeler kaydedildiğine işaret eden Asan, bu kapsamda eğiticilerin eğitimi programının devam ettiğini, gelecek yıl içinde de eğitim merkezlerinin faaliyete geçeceğini bildirdi.
TPE uzmanlarının son 4 yıldır WIPO’da kısa dönemli uzman olarak çalışması ve enstitüdeki görevlerine dönmelerinin, yürütülen tescil çalışmalarına ve hizmet kalitesine büyük katkı sağladığını belirten Asan, "Enstitümüzün Patent İşbirliği Anlaşması kapsamında, Uluslararası Araştırma ve Uluslararası Ön İnceleme Otoritesi olarak kabul edilmesi ve ayrıca açılması planlanan yeni WIPO harici ofisinin ülkemizde hizmete girmesi amacıyla yapmış olduğumuz başvurular konusunda da olumlu katkıların devamını bekliyoruz." diye konuştu.
- "Türkiye stratejik öneme sahip"
WIPO Genel Direktörü Francis Gurry de Türkiye ile WIPO'nun çok iyi işbirliği içinde olduklarını söyledi. Türkiye'nin fikri mülkiyet hakları konusunda özellikle son 10 yılda başarılı performans sergilediğine dikkati çeken Gurry, "Yurt içinde fikri mülkiyet başvuruları çift haneli arttı. Türkiye dünyada en fazla uluslararası patent başvurusu yapan 23'üncü, en fazla uluslararası marka başvurusu yapan 11'inci ülke. En fazla uluslararası tasarım başvurusu yapan ülkeler arasında da 7'nci sırada." bilgisini verdi.
TPE ile yaptıkları konferanslardan Türkiye'ye komşu ülkelerin de faydalandığını dile getiren Gurry, "Dünyada fikri haklar genetik kaynaklar ve geleneksel bilgi önemli bir döneme giriyor. Türkiye bu konuda jeopolitik, kültürel, sosyal ve ekonomik olarak stratejik bir öneme sahip." dedi.
Gurry, telif haklarının dijital ortamda korunmasında, yeni ticaret modellerinin geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu dijital ortamdaki korsanlığa karşı en iyi silah olacaktır. Aynı zamanda korsancılığa karşı yasamadan destek görüyoruz. Telif sahiplerinin ürünlerine saygı duyacak bir kültürel değişim gerekiyor. WIPO olarak dünya telif hakları koruma sisteminin uygun maliyetli olmasını sağlamayı çalışıyoruz. Türkiye bu sisteme önemli bir katılımcı." şeklinde konuştu.
Geleneksel bilginin, sahiplerinin izni olmadan kullanılmaması gerektiğini ifade eden Gurry, dünyadaki geleneksel bilgi ve genetik kaynakları bir araya getirerek dijital bir kütüphane oluşturmayı ve bu bilgileri gelecek nesillere aktarmayı amaçladıklarını kaydetti. Geleneksel bilginin fikri mülkiyet hakları sistemi içine nasıl entegre edileceğinin küresel yaklaşımlarla belirlenmesinin önemine işaret eden Gurry, geleneksel bilginin korunması yönteminde de standart oluşturulması gerektiğini kaydetti. Gurry bu konuda yakın zamanda belli sonuçlar alınabileceğini dile getirdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Ersan Aslan da bir ülkenin kendi fikri ve sinai mülkiyet haklarından yararlanabilmesinin, ülkenin kendi iç dinamikleriyle uyumlu fikri mülkiyet sisteminin tasarlanmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Ali Atlıhan da konuya ilişkin bilgi verdi.
Daha sonra, Asan, Gurry ve Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Fikri Mülkiyet Yüksek Lisans Programı'nın hayata geçirilmesiyle ilgili protokolü imzaladı.