Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yılı
ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer birileri memuriyet görevini ifa ederken, 'Dışarıda bir başka otoriteden de emir alabilirim, hatta bu emri uygularken İçişleri Bakanına, Başbakana bile hesap vermeden uygularım derse' kendisini kapının dışında bulur. Devlete, demokrasiye ve mesleğine ihanet etmiş olur." dedi.
Davutoğlu, Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla Polis Akademisi Ali Birinci Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, polis akademisi öğrencilerine hitap etti.
Kendisini dinleyen emniyet mensuplarından, "millete güven hissi vermelerini, milletin özgürlüğünü kısıtlayan anlayışı reddetmelerini" isteyen Davutoğlu, "Özgürlükleri kısıtlayarak, güvenlik tesis etmeye başladığınız zaman, bir sonraki aşamada daha büyük güvenlik problemleriyle karşı karşıya kalırsınız. Bu dengeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti iyi kurduğu için çevre ülkelerden farklılaşıyor. Onun için çevredeki kendi devletinden rahatsız olan insanlar fevç fevç Türkiye'ye doğru gelip, güven bulmak istiyorlar." diye konuştu.
"İşkenceye sıfır tolerans" derken, kamu gücünü kullanan herkesin, demokratik hukuk devletine riayet konusunda hassasiyet göstermesini sağlamayı amaçladıklarını belirten Davutoğlu, emniyet teşkilatına teşekkür etti.
Kimsenin bugün karakollardan şikayet etmediğini, "ürkütücü yerler" olarak görmediğini ifade eden Davutoğlu, bunda, AK Parti Hükümetlerinin 2002'den bu yana yaptığı reformların, demokratik açılımların büyük payının olduğunu söyledi.
Emniyet mensuplarına, "Sizin gözünüze bakan her bir vatandaş güven yanında özgür olduğunu da hissetsin. Sizin bir sorunuza muhatap olduklarında, bu sorunun aynı zamanda kamu tarafından sorulduğunun da farkında olsunlar" çağrısında bulunan Davutoğlu, bu konuda güvenlerinin tam olduğunu kaydetti.
"Öyle bir güç ve kudret sahibi olun ki suçlular bütünüyle sizden korksunlar, öyle bir şefkat sahibi olun ki vatandaşlar sizin yanınızda kendilerini en özgür, en şanslı vatandaşlar olarak hissetsinler." diyen Davutoğlu, polislerden, özellikle terör ve uyuşturucuyla mücadele söz konusu olduğunda, bileklerinin gücünü de yumruklarını da en kuvvetli şekilde tutmalarını istedi.
Bu yumruğun, milyonlarca çocuğu kurtaracağını, Diyarbakır'daki çocukların çukurlarda, barikatlarda ölmemesini temsil edeceğini belirten Davutoğlu, "Ne yumruğunuz eksik olsun ne yüzünüzdeki tebessüm." diye konuştu.
- "Bizden emir alacaksınız"
Davutoğlu, çağdaş demokratik sistemlerde ve devlet anlayışlarında memurun sadece meşruiyetini halktan alan siyasi iradenin emrinde olacağını, başka kimsenin emrine giremeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bugün bizden emir alacaksınız, bunun tartışılır tarafı yoktur. Kim bunu tartışırsa, üniformasını çıkaracak, siyaset yapacak. Neden bizden emir alacaksınız biliyor musunuz? Çünkü meşruiyetini objektif seçimlerle, halktan almış bir siyasi iktidardan bahsediyorum, şahsen benden değil. Yüzde 85'lik seçime katılım yüzdesiyle, yüzde 49,5 oyla iktidara gelmiş bir hükümetten alacaksınız. Bizim otoritemiz, şahsi bir otorite olamaz. Bir gün bu görevi bıraktığımızda sıradan bir vatandaş olarak, bu mütebessimi yüzünüzde görmek isterim. Halktan meşruiyetini almış bir siyasi iktidar varken ve halka hesap vermesi gereken bir siyasi iktidar varken, Başbakan, bunun atadığı İçişleri Bakanı varken eğer bir memur, o bürokratik hiyerarşi dışında bir yerden emir alırsa, mesleğine de vatanına da demokrasiye de ihanet etmiş olur. Bundan kastettiğim açıktır, paralel benzeri yapılar."
Polislerin talimat alacağı yegane merciinin bir üst amirleri ile İçişleri Bakanı ve Başbakan olduğunu belirten Davutoğlu, "Eğer birileri memuriyet görevini ifa ederken, 'Dışarıda bir başka otoriteden de emir alabilirim, hatta bu emri uygularken İçişleri Bakanına, Başbakana bile hesap vermeden uygularım derse' kendisini kapının dışında bulur. Devlete, demokrasiye ve mesleğine ihanet etmiş olur. Bu olmadı mı Türkiye'de? Oldu maalesef. 17-25 Aralık'ta kendi amirinden, bakanından saklayarak operasyon yapmaya kalkanlar çıktı." diye konuştu.
- "Devlet şerik kabul etmez"
Bunların niyetlerinin herhangi bir hukuki süreci işletmek değil, halkın meşru oylarıyla iktidara gelmiş bir iktidarı, başbakanı görev mahallinden uzaklaştırmak olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkın oylarıyla iktidara gelmiş ve tabiri caizse yedi düvele karşı bu memleketin menfaatini koruyup, kollamak için gece gündüz çalışan bir Başbakanın odasına böcek koymak... O zaman ben Dışişleri Bakanıydım, Dışişleri Bakanının odasına böcek koyarak, Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci Başkanının son derece mahrem toplantısını dinlemeye çalışmak ihanetin, casusluğun ta kendisidir, vatana, devlete, millete, demokrasiye, mesleğe ihanettir. Bundan sora benzer olayların olmaması için, benzer yapıların hakimiyet alanı bulmamaları için de biz size güveniyoruz. Eğer biri derse ki 'Amirini değil de, dini gerekçeler kullanarak şu zatı dinleyeceksin' ya da seküler gerekçeler kullanarak 'Şu devletin menfaatini daha iyi bilen şu yapıyı, şu vesayet odağını dinleyeceksin' derse, dönüp ona 'Eğer bana talimat vermek istiyorsan, çıkar o cübbeni veya başka makamlarda sembolize eden şeyleri, gir seçime, halktan destek al, oy al, gel, ondan sonra bana talimat ver. Bana talimat verecek yegane merci meşruiyetini halktan alan, hesabını da halka veren meşru Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir' diyeceksiniz."
Başbakan Davutoğlu, bundan sonra benzer yapılar söz konusu olduğunda, doğmaya başladığı anda mutlaka bu yapıların tasfiye edilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Aksi takdirde devleti yaşatamayız, aksi takdirde kimse modern çağdaş bürokratik sistem içerisinde görevini ifa edemez hale gelir. Bu anlamda devlet şerik kabul etmez. Kamu otoritesi kullanılırken ortak olunmaz. Hesap vermeyecek, veremeyecek, vermesi mümkün olmayan kişilerin talimat vermesi de söz konusu olamaz" diye konuştu.
- "Hiçbir gücün karşısında boynunuzu eğmeyeceksiniz"
Kendilerinin de hesap verecekleri mercilerin olduğunu anımsatan Davutoğlu, bunun, milletin kendisi olduğunu söyledi.
"Bu siyaset beğenilmezse, bir sonraki seçimde başka arkadaşlar gelir, başka vatandaşlar gelir bizim yerimize görev yaparlar. O zaman da onları dinleyeceksiniz. Ama meşruiyetini milletten almayan hiçbir gücün karşısında boynunuzu eğmeyeceksiniz, talimat almayacaksınız, onların istekleri doğrultusunda bir santim dahi adım atmayacaksınız." diyen Davutoğlu, emniyet mensuplarından, böyle bir şey söz konusu olduğunda, gerekli mekanizmaları devreye sokarak, bu tür yapıların etki alanlarını kırmalarını istedi.
Davutoğlu, çağdaş hiçbir devletin iki otorite, iki farklı talimat kaynağını öngöremeyeceğini, çağdaş demokratik devletlerde tek meşruiyet kaynağının millet ve milletin seçtiği siyasi irade olduğunu bildirdi.
(Sürecek)