Rekabet Kurumunun 19'uncu kuruluş yıl dönümü
Tüfenkci, Rekabet Kurumunun 19'uncu kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, bu yılki temanın dünyada ön plana çıkan "tüketicinin korunması-rekabet ilişkisi" olmasını çok anlamlı bulduğunu belirtti.
Bakanlık olarak politikalarında çok boyutlu ve uzun dönemli düşünmeye gayret ettiklerini vurgulayan Tüfenkci, "Rekabete inanmamız gerekir. Ülkeler rekabet etmese de ülkemizin müreffeh ekonomiler arasında yerini almasının sürekli kendiyle yarışan topluma bağlı olduğunu hatırlatmak isterim. Rekabet, disiplin, azim ve refah demektir. Rekabet politikası küresel hale gelmiş politikalar ve meseleler ağında çok ciddi bir yeri işgal etmektedir. Rekabet politikasının hem doğrudan milli ekonomi ve toplumsal refaha, hem de dolaylı olarak uluslararası ticaret ve yatırım yarışına büyük katkıları mevcuttur." değerlendirmesinde bulundu.
Son finansal krizin ardından ekonomik alanda en çok "düzenleme" sözünün duyulduğuna işaret eden Tüfenkci, şunları kaydetti:"Bundan amaç, daha iyi performans, etkin kararlar ve uygulamalar için günlük işleyişte bağımsızlığın sağlanmasıdır. Fakat serbestleşmenin beraberinde daha az bürokrasi getirmesi beklenirken, daha fazla düzenleme ortaya çıkardığını, bürokrasinin arttığını görüyoruz. Bu da serbestleşmenin tek başına çözüm olmadığını, beraberinde etkin kurumsal yapılanmaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor."
Tüfenkci, Rekabet Kurumunca yayımlanan faaliyet raporunda reformların meyve verdiğinin ve tüm uygulama alanlarında dosya sayısının düştüğünün gözlemlendiğini aktararak, "Bu düşüşün arka planında, mevzuata ilişkin yapılan değişiklikler, rekabet savunuculuğu faaliyetleri ve Kurumun etkinliğinin artırması yer almaktadır. Kurumun, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının artık gelenekselleşmiş ve düzenlemelere ölçü teşkil eden en iyi uygulamalarında yer alması ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi platformlarda eğitim faaliyetlerinde aktif çalışması da kurumsal etkinliğin bir başka göstergesidir. Tüketici refahı ve toplumsal refahın artışı, rekabet bilinci ve kültürünün yaygınlaşması bakımından Rekabet Kurumunun sorumluluğunun farkında olduğunu gördüğümü memnuniyetle ifade edebilirim" diye konuştu.
Hem rekabet hem de tüketici politikasının, etkin piyasaların işlemesi doğrultusunda birbirine bağlı ekonomi politikası olduğunu belirten Tüfenkci, her iki politikanın da varoluş sebebinin, piyasa sisteminde ortaya çıkan arz veya talep kaynaklı aksaklıkları çözmek ve tüketici refahını artırmak olduğunu söyledi. Tüfenkci, ekonomik büyüme ve kalkınmanın olmazsa olmazının rekabet disiplini olduğunu sözlerine ekledi.