AFYONKARAHİSAR (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2002 yılında yüzde 11,5 olan bütçe açığının, 2016 yılında yüzde 1,3'e düşürüldüğünü belirterek, "Bu oran bugün birçok ülkenin hayal dahi edemediği bir bütçe açığı oranı. Bugün gerek OECD ülkelerinde gerek AB ülkelerinde bütçe açıkları yüzde 3, 4, 5'lerde ama Türkiye son 14 yıldır uyguladığı sıkı maliye politikası ve bütçe disiplini sayesinde bütçe açıklarını yüzde 1'ler seviyesine getirebilmiştir" dedi.
Ağbal, Gelir İdaresi Başkanlığınca Afyonkarahisar'da bir otelde düzenlenen "2016 Yılı Çalışmalarının ve Hedeflerinin Değerlendirilmesi" başlıklı toplantıda, son 14 yıldır bütçe disiplininde önemli başarılara imza atıldığını söyledi.
Bütçe açıklarının 2002 yılından bu yana önemli oranda düşürüldüğüne işaret eden Ağbal, "Bunu iki türlü sağlayabilirsiniz. Bunlardan biri kamu harcamalarında disiplini sağlarsınız. Yani israfı, yanlış kullanımı önlersiniz ve kamu harcamalarını yapmanız gerektiği kadar yaparsınız. AK Parti hükümetleri bu bakımdan kamu harcamalarında rasyonelleşmeyi sağlayan ve kamu harcamalarına disiplin getiren bir maliye politikasını bugüne kadar uygulamıştır" diye konuştu.
Bundan sonra da kamu harcamalarında disiplinden asla vazgeçmeyeceklerini, bunu kararlılıkla uygulayacaklarını dile getiren Ağbal, şunları kaydetti:
"İkincisi de vergi dışı gelirlerde mutlaka ve mutlaka ekonominin potansiyeline uygun bir tahsilatı gerçekleştirmiş olmamız. Bu açıdan da baktığımızda 2002 yılında toplanan vergi gelirlerinin milli gelire oranı yüzde 17,2 iken şimdi yaklaşık 20,9'dur. Yaklaşık yüzde 3,7 artırmışız. Dolayısıyla ekonominin potansiyelini kamu gelirine dönüştürmeyi başarabilmişiz. Bu son derece önemli."
Ağbal, 2002 yılında faiz dışı giderlerin yüzde 19,4 olduğunu, milli gelire oranla faiz dışı giderlerin 2016 yılında yüzde 23,2'ye çıktığını ifade etti.
En radikal değişimin bütçe açığında olduğuna dikkati çeken Ağbal, "2002 yılında bütçe açığı yüzde 11,5 iken 2016 yılında bu rakam yüzde 1,3'tür. Bu oran bugün birçok ülkenin hayal dahi edemediği bir bütçe açığı oranı. Bugün gerek OECD ülkelerinde gerek AB ülkelerinde bütçe açıkları yüzde 3, 4, 5'lerde ama Türkiye son 14 yıldır uyguladığı sıkı maliye politikası ve bütçe disiplini sayesinde bütçe açıklarını yüzde 1'ler seviyesine getirebilmiştir." ifadelerini kullandı.
Naci Ağbal, son 3, 4 yıla bakıldığında ortalama bütçe açığının milli gelire oranla yüzde 1,2, 1,3 aralığında devam ettiğini bildirdi.
- "Faiz bütçesi bu milletin bütçesi olamaz"
Kamu maliyesinde sağlanan disiplinin geçici değil süreklilik arz ettiğini anlatan Ağbal, şöyle devam etti:
"2016-2018 dönemi için Orta Vadeli Programda yüzde 1'in altında çekilen bir bütçe açığı öngörümüz var. İnşallah bunları da büyük başarıyla elde edeceğimize inanıyorum. Bu dönemde hem bütçe açıklarını önemli ölçüde azalttık hem de bütçe harcamalarının kompozisyonunu değiştirdik. 2002 yılında, yaklaşık olarak topladığımız her 100 liralık verginin 85 lirasını sadece faize ödüyorduk. Yani neredeyse Gelir İdaresi Başkanlığının topladığı paranın yüzde 85'i sadece faize gidiyor. Böyle bir bütçe olmaz. Faiz bütçesi bu milletin bütçesi olamaz. Bu milletten topladığımız vergiyi, faiz geliri elde edenlere vermekten ibaret bir bütçe anlayışı... Halbuki şimdi bu oran yüzde 11'e indi. Yani şu anda idare olarak topladığımız her 100 lira vergi gelirinin sadece 11 lirasını faize ödüyoruz. Bu bile yüksek, bunun da yüzde 3'lere, 4'lere düşmesi lazım. Eğer biz kamu maliyesindeki disipline devam edersek ki devam ediyoruz, devam edeceğiz, o takdirde faiz giderlerinin bütçe içindeki payı ve faiz giderleriyle vergi gelirleri arasındaki ilişki de çok daha olağanüstü bir noktaya doğru gidecek."
Ağbal, kamu harcamalarının ekonominin gereklerine uygun bir seviyede olması ve harcamaların kompozisyonunun da büyümeye destek vermesi gerektiğini söyledi.
Kamu harcamalarının içerisinde büyümeye destek verecek harcamaların artırılması gerektiğinin altını çizen Ağbal, "Biz eğer ülkemizin büyüme potansiyelini yukarıya çekmek istiyorsak daha fazla ulaştırmaya, alt yapıya yatırım yapacağız. Sağlık ve eğitime özellikle bu alandaki alt yapı yatırımlarına daha fazla harcama yapacağız. Böylelikle potansiyel büyümeyi de yukarıya çekeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özellikle kamu harcamalarının içeriğinde büyümeyi destekleyici harcamaların daha fazla artmasını istiyoruz." dedi.
(Sürecek)