Önce kredi derecelendirme kuruluşları sonra da ABD ve Avrupa'daki bazı medya kuruluşları ile bazı büyük küresel bankalar Türkiye'deki seçim sürecini Cumhur İttifakı ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan aleyhine etkilemek için harekete geçti. Amaç Türk Lirası'nın ABD Doları ve Euro karşısında hızlı ve sert şekilde değer kaybetmesini sağlamak, ardından Türkiye ekonomisinde bir panik havası oluşturup mali kriz çıkarmaktı. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi yönetiminin önemli isimleri bu operasyona karşı straeji geliştirerek uyguladı.
Merkez Bankası faizleri yükselterek dövize olan hücumu püskürttü. 4.93 TL'ye kadar yükselen ABD Doları 4.50 TL'nin de altına indi. Bu ilk çarpışmanın ardından, bir kredi derecelendirme kuruluşu, Türk bankalarının kredi notlarını düşüreceğine dair piyasaya haberler sızdırdı. Bu haberler üzerine Borsa İstanbul'daki banka hisseleri büyük düşüş yaşadı. Bu haberler ve borsadaki düşüş, kurları tekrar TL aleyhine etkiledi. Bu karşı saldırıya da Londa merkezli finans çevreleriyle yapılan toplantılar ve seçimlerden sonra Türkiye ekonomisinin nasıl yönetileceğine dair verilen güvencelerle karşı duruldu. Kurlar birkez daha duruldu.
Seçim gününe kadar bu mücadele devam edecek. Seçimlerden Cumhur İttifakı ve Sayın Erdoğan galibiyetle çıkınca Dolar birkaç gün içinde 4.30 TL'ye kadar düşecek orta vadede ise 4 liranın da altına inecek.