SAMSUN (AA) - Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, Türkiye'de yaşanan terör saldırılarına işaret ederek, "Biz 2023 hedeflerini, Türkiye'nin geleceğini, yeni anayasasını, başkanlık sistemi tartışmalarını daha hararetli olarak tartışmalıyız ve masaya yatırmalıyız. Esasında bütün bu yapılanlar, terör, Türkiye'ye olan bu topyekun saldırı, biz bunları tartışmayalım diye. Birileri yine eskisi gibi Londra'da Washington'da karar versinler biz bunları uygulayalım diye" dedi.
Ertem, Canik Belediyesi tarafından Canik Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ekonomi Çalıştayı"nda "Şehir ve Ekonomi" konulu yaptığı sunumda, ekonomi ve siyasetin yerelden belirlenmesinin önemine işaret etti.
Merkezi yönetimin handikaplarıyla ilgili örnekler veren Ertem, şöyle konuştu:
"Ekonomi dediğimiz olgu, aslında yerel yönetimlerin, yerelin sorunudur, yerelin ele alması ve buradan karar vermesi, aşağıdan yukarıya doğru karar vermesi gerekir. Türkiye'de darbeler oldu. Her şeyin merkezde toplanması, esasında Türkiye'de darbe süreçlerinin temel dinamiklerinden bir tanesidir. Biz demokratik bir şekilde karar alma mekanizmalarını yerele yaydığımız zaman ekonomiye, siyasete, yukarıdan müdahalede en aza inecektir ve bu aynı zamanda demokratikleşme demektir. Yani ilk önce biz Samsun'dan, Van'dan, Edirne'den, Kars'tan ekonomiyi belirlemeye başladığımızda Türkiye'nin de demokratikleşmesinin temel olarak önünü açmış olacağız. Biz 2023 hedeflerini, Türkiye'nin geleceğini, yeni anayasasını, başkanlık sistemi tartışmalarını daha hararetli olarak tartışmalıyız ve masaya yatırmalıyız. Esasında bütün bu yapılanlar terör, Türkiye'ye olan topyekun saldırı, biz bunları tartışmayalım diye. Birileri yine eskisi gibi Londra'da Washington'da karar versinler, biz bunları uygulayalım diye."
- Ekonomi üzerindeki vesayet
AK Parti iktidarları öncesinde, 2002 yılından önce ekonominin üzerinde çok ciddi vesayet bulunduğunu anlatan Ertem, IMF ile yapılan stand-by anlaşmalarını hatırlattı. Ertem, "Vesayet yalnızca siyaset alanında değildi, ekonomi alanında da çok ciddi bir vesayet tahakkümü altındaydı bu ülke. Ankara'dan bir takım kararlar alınıyordu ama kararların arkasında Londra vardı, Washington vardı" diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomisinin bu ülkelerde belirlendiğini ifade eden Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyah bond çantalı IMF memurları Türkiye'ye yılda bir kere geliyorlar ve ekonomide ne yapılacağını söylüyorlardı. Dolayısıyla Samsun gibi yerelden, Edirne'den Kars'tan ekonominin belirlenmesi mümkün değildi. IMF ile 2008'e kadar 19 stand-by anlaşması yapmıştık. 20. stand-by anlaşmasını Sayın Cumhurbaşkanımızın, o zaman Başbakandı, siyasi iradesiyle yapmadık. Bu Türkiye ekonomisi için tarihi bir dönemeçti. Yani esasında kararların Washington'dan, Londra'dan değil de yerelden alınması anlamında 2008 yılı Türkiye'de bir dönüm noktası. Tam o yılda AK Parti'ye kapatma davası açıldı ve bildiğiniz, bilmediğiniz çeşitli darbe teşebbüsleri oldu. Bu anlamda 2008 yılından beri olan bitenlere baktığımızda, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden sonra ve ondan önce olanlara baktığımızda, şimdi olan terör saldırılarına baktığımızda Türkiye'nin ne kadar önemli yol kat ettiğini, esasında kimleri rahatsız ettiğini görmüş oluyoruz."
AK Parti ile siyasi vesayetin 2002'den beri geriletildiğini, bu konuda çok önemli adımlar atıldığını vurgulayan Ertem, "Çok önemli adımlar attık,1982 Anayasası'nı büyük ölçüde değiştirdik ama tam anlamıyla bunu tamamladığımızı söyleyemeyiz. Bu anlamda yeni anayasa tartışması da yapıyoruz. Ekonominin artık yukarıdan değil, yerelden belirlenmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bu anlamda bu vesayet ekonomisini de ortadan kaldırırız" değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye'ye yapılan yatırımlar
Ertem, Türkiye'nin 2023 hedeflerinin rakamsal, niceliksel hedefler olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin hızlı demiryolu ağları ile donatılması, Türkiye ticaretinin bu anlamda dünya ile entegre olmasının hedeflendiğini anlatan Ertem, üçüncü havaalanı, Marmaray, üçüncü köprü gibi yatırımlara da dikkati çekti.
Çok büyük yatırımlar yapıldığının altını çizen Ertem, şöyle konuştu:
"Bu yatırımlar, özellikle Marmaray, belki de Montrö, Lozan, Boğazlar Anlaşması'nı ticari anlamda delebilecek çok önemli ticari çıkış noktasıdır. Yeni ipek yolunun hızlı demir ağları ile doğu ve batının birleşmesinin yeni akslarından bir tanesidir. Esasında Türkiye'nin uzun zamandır neden bir takım saldırılarla, paralel yapının yaptıklarını biliyorsunuz, terör örgütü PKK'nın yaptıklarını biliyorsunuz, bu tür taşeron terör örgütleri ve ideolojik yapılanmalar tarafından Türkiye çok ciddi saldırılar altında kaldı. Bunun temel nedeni ekonomik çıkışların yapılmış olması çerçevesidir ama biz 2023 hedeflerini gerçekleştireceğiz. Buna inanıyorum."
- Başkanlık sistemi
Cemil Ertem, karar alma mekanizmalarının hızlandırılması için başkanlık sisteminin önemli olduğunu anlatarak, "Aynı şekilde başkanlık sistemine, bütün bu olan biten varken, terör varken, 'başkanlık sistemi ne' diye sormamak gerekiyor. Çünkü esasında bütün bu olan biten, Türkiye eski sistemde ısrar ettiği için önemli ölçüde başına gelmektedir. Biz karar alma mekanizmalarımızı hem demokratik yapmak durumundayız, aşağıdan yukarıya demokratik bir şekilde belirlemek durumundayız hem de hızlandırmak zorundayız" şeklinde konuştu.
Güney Kore örneğini veren Ertem, Güney Kore'nin başkanlık sisteminin ardından yaşadığı ekonomik ve siyasi gelişmelere değindi.
"Türkiye çok önemli bir fırsatın eşiğinde. Gerçekten bu dönemde korkusuzca, cesaretle Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediklerini yaparsak, Türkiye yoluna devam ederse ekonomik olarak 2023 hedeflerine varma konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceğiz" diyen Ertem, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye çok kısa bir zamanda bu adımları atarsa hem gelişmiş ülkelerden krizden pozitif olarak ayrışacaktır, hızla yoluna devam edecektir, dünyayı belirleyen ülkelerine bir tanesi olacaktır hem de gelişmekte olan ülkelerden çok ciddi ayrılacaktır. Türkiye bu adımları atarsa 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bir ikinci Güney Kore müjdesini pasifikten sonra Ortadoğu ve Doğu Avrupa, Kafkasya coğrafyasında gerçekleştiren bir ülke olacaktır. Bölgede üç büyük eksen devlet vardır. Bunlar Türkiye'dir, Rusya'dır ve İran'dır. Önümüzdeki dönemde bu üç devletin bütün topraklarda rekabet edeceğini göreceksiniz. Türkiye'nin burada gerçekten öne çıkması, tutarlı bir vizyona sahip olması ve hedeflerini gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun için de hukuki olarak yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Parlamenter sistemde Türkiye çok önemli başarılar kat etmiştir. Önemli kazanımlar elde etmiştir. Bu demokratik kazanımları yeni bir eşiğe dönüştürecek ve o eşiği atlayacak başkanlık sistemine de ihtiyaç vardır. Türkiye, İran ile Rusya ile gireceği ekonomik rekabetten kazançlı çıkmalıdır. Bölgeyi belirleyen, hatta AB dinamiklerini belirleyen, AB genişlemesini çizen bir ülke konumuna gelmelidir. Bunun büyük ölçüde yapılacağını biz umut ediyoruz."
Üç gün sürecek çalıştayın açılışında Vali İbrahim Şahin ve Canik Belediye Başkanı Osman Genç de Samsun'a ilişkin ekonomik gelişmelerden örnekler vererek, bölgeyle ilgili talepleri dile getirdi.
(Son)