ANTALYA (AA) - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, "15 Temmuz'un üzerinden 2,5 ay geçti. Aslında bu psikolojiden çıkmamız ve normalleşmemiz gerekiyor ancak yeni şeyler öğrendikçe isyan etmemek mümkün değil." dedi.
ATSO'nun Eylül Ayı Meclis Toplantısı, Süleyman Özer başkanlığında gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Çetin, 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerinin halen devam ettiğini belirtti.
FETÖ'nün her yerde çalışmaya devam ettiğini kaydeden Çetin, "Gerçekten tam bir paralel devlet gibi yapılanmış. Her yerde önü açıla açıla küresel lobi gücü elde etmiş. 15 Temmuz'un üzerinden 2,5 ay geçti. Aslında bu psikolojiden çıkmamız ve normalleşmemiz gerekiyor ancak yeni şeyler öğrendikçe isyan etmemek mümkün değil." diye konuştu.
Ülkenin, "güçlü bir devlet gibi yapılanmış bir örgütle" karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Çetin, FETÖ'nün halen küresel lobi gücüyle çalıştığını vurguladı.
Türkiye'nin bu meseleyi dünyaya anlatamadığını dile getiren Çetin, şunları söyledi:
"Darbe girişimiyle ilgili ABD'ye karşı burada çok şey söylendi ama Biden geldi, hiçbir şey söylenmedi. Obama, 15 Temmuz'un sosyal ve sivil bir deprem olduğunu söyledi. Bir devlet başkanının her kelimesi önem arz eder ama bizde kimse bu kelimelere dikkat etmedi, 'Sosyal ve sivil ne demek?' diye sormadı. Bu örgütün küresel yapılanmasını dünyaya açıklamak zorundayız. İçeride gazete yazarlarıyla uğraşarak, zaman kaybederek bunu yapamayız. Dünyaya resmi ağızlardan yapılan açıklamalar artık yetmiyor. Muhalefetin, sivil toplumun, derneklerin, sendikaların, dünyanın tanıdığı yazarların, güvenilir kurum ve kişilerin anlatması gerekiyor."
Risklere karşı yeni bir politika ve yeni bir dil gerektiğini ifade eden Çetin, siyasi çekişmenin bir kenara bırakılarak, FETÖ ile mücadelenin ulusal uzlaşmayla demokrasi ve hukukla verilebileceğini vurguladı.
Bütün milletin, darbe girişimine karşı çıktığını anımsatan Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Artık her yere, her konuya parti gözlüğüyle bakmaktan, 'O bizden, bu bizden değil' ayrımı yapmaktan vazgeçilmelidir. Milli birlik, herkesin aynı düşünceye sahip olması, tek ses olması değildir. Milli birlik, farklı inançların, düşüncelerin asgari müşterekte birleşerek, birlikte olmasıdır. Sayın Başbakan ve muhalefet liderleri arasındaki diyalog ve uzlaşma çabaları bu bakımdan son derece değerlidir. Uzun zaman sonra ilk kez anayasa değişikliği konusunda bir uzlaşma gördük. Bu son derece memnuniyet verici bir gelişmedir ve devamını diliyoruz."
- "Türkiye'nin cari açığı azaldı ama döviz ihtiyacı devam etmektedir"
Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini sürdürdüğünü hatırlatan Çetin, Moody's'in sürpriz not indiriminin ise "yeni bir darbe" olduğunu söyledi. Not düşürmenin gerekçelerinin döviz ihtiyacı, büyümenin yavaşlaması ve kurumsal yapının zayıflaması olarak gösterildiğini kaydeden Çetin, "Bunlar zaten aylardır bütün raporlarda yazılan konular, yeni bir şey değil." dedi.
Dünyada rating notu düşen tek ülkenin Türkiye olmadığına dikkati çeken Çetin, Macaristan, Brezilya, Hırvatistan, Portekiz ve Güney Afika gibi ülkelerin notlarının da Türkiye gibi olduğunu ifade etti.
- "Vergi sistemi sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı"
Türkiye'de vergi sisteminin daha fazla böyle devam edemeyeceğini kaydeden Çetin, lüks mal tanımlarının değişmesi ve vergi sisteminin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
Çetin, vergi ve prim toplamı olarak kamu gelirinde KDV-ÖTV payının Türkiye'de yüzde 46, OECD ortalamasının ise yüzde 32 olduğunu bildirdi.
Kayıtdışılık nedeniyle Türkiye'de gelir ve kurumlar vergisi toplanmada sorun olduğunu belirten Çetin, "Zaten bir süre sonra da vergi affı çıkıyor. Böyle olunca tüketim ve üretimi cezalandırıyoruz, adalet kalmıyor. Özellikle rant vergisi olmadığı için gelir dağılımı bozuluyor. En son veriye göre nüfusun yarısı, en zengin yüzde 5 kadar gelir elde ediyor aslında fark daha fazla, ama tespit edilemiyor. Bu nedenle rantı değil, üretimi ve yatırımı, gelir adaletini destekleyen bir vergi reformu da zorunludur." dedi.
Birçok işletmenin kredi sicilinin koşullar yüzünden bozulduğunu vurgulayan Çetin, özellikle bankaların reel sektöre de bir beyaz sayfa açmasını istedi.
- Antalya'nın durumu
Çetin, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin başka ülkelerden daha önemli olduğunu vurguladı. Turizmde şu ana kadar 4 milyon turistin kaybedildiğini, yıl sonuna kadar bu rakamın 5,5 milyona ulaşacağını ileri süren Çetin, kaybın yarısının Rusya'dan kaynaklandığını ifade etti. Yaş meyve ve sebze ihracatındaki azalmaya da değinen Çetin, "Aslında Rusya'nın çevresindeki ülkelere ihracat arttı ama yine de hem toplam ihracat hem de fiyatlar düştü." dedi.
Antalyalı esnaf ve sanayicinin finansman ve ödeme sorunlarının devam ettiğini belirten Çetin, şöyle konuştu:
"Ağustos ayında karşılıksız çekler Türkiye genelinde yüzde 45 oranında arttı ama Antalya'da hem sayı hem değer olarak yüzde 110 düzeyinde arttı. Protestolu senetlerde de artış yüzde 40'lar düzeyinde, geçen yıl beşinci sıradaydık, bu yıl 4'e yükseldik. İzmir'i çekte geçtik ama senette geçemedik. Bir başka olumsuz veriyi vergide görüyoruz. Ağustos ayında Türkiye'de vergi tahsilatı geçen yıla göre yüzde 19, KDV tahsilatı yüzde 7,3 oranında arttı. Antalya'da ise vergi tahsilatı yüzde yarım oranında, KDV-ÖTV tahsilatı yüzde 2,5 oranında düştü. Enflasyonu da düşünürseniz reel kayıp daha yüksek."
Antalya esnafına ve sanayicisine vergi ve prim ödemelerinde erteleme ve kredi kolaylığı istediklerini anımsatan Çetin, kredi kartı düzenlemesinin de iyi olduğunu dile getirdi. Çetin, şunları söyledi:
"Buradan BDDK'ya çağrı yapıyorum. BDDK, Antalya gibi illerde durumu yakından izlemeli ve gerekiyorsa turizmdeki kredi erteleme ve yapılandırmasını diğer sektörlerde de uygulamalıdır. Lütfen durumun kötüleşmesi beklenmesin. Ayrıca SGK primlerinde de erteleme istemiştik. Şimdi vergi ve prim affıyla devlet kasasına ve SGK'ya belli bir para akışı olacak. Somut kriterlere göre zorunlu nedenlerle sıkıntı yaşayan illerde KOBİ'lere ve esnafa bir kolaylık sağlanabilir. Önümüzdeki aylarda da kredi, vergi, SGK ödemelerinde sorun olmazsa zaten konuşacak bir şey kalmaz. Umuyorum ki son vergi ve ceza barışı bir nebze rahatlama yaratmış olsun ve biz de daha kötüsünü görmeyelim."