Hürriyet'in haberine göre, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile zorluğu aşmak için mümkün olan her şeyin yapılmasına dair anlaşmaya vardıklarını ifade etti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Almanya'da görüştü. Alman Bakan Gabriel, memleketi Goslar kentinde gerçekleşen buluşmada, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu evine davet etti. Çavuşoğlu, evinde ziyaret ettiği Gabril'e ve eşine misafirperverliği için teşekkür etti. Ardından iki bakan bölgesel sorunları görüşmek üzere toplantı yaptı. Toplantı sonrası açıklama yapan Çavuşoğlu ve Gabriel, iki ülke arasındaki diyaloğun geliştirilmesi mesajı verdi.
SAMİMİ VE KARŞILIKLI GÜVENE DAYALI DİYALOG
Çavuşoğlu, Almanya ile diyaloğun sürdürmenin önemine değinirken “Biz karşılıklı güvene dayalı samimi bir şekilde bu diyaloğumuz sürdürmek istiyoruz. Türkiye ile Almanya ilişkilerini tekrar yoluna koyarak daha da ileri noktalara götürme noktasında samimiyiz” dedi. Çavuşoğlu ayrıca açıklamasında “Her konuda hem fikir olmak zorunda değiliz. Görüş ayrılıkları ve farklılıkları parantez içine alıp yola devam etmekte fayda var. Her iki tarafında yararına olan Gümrük Birliği Anlaşması konularını yeniden görüşmeye başlamalıyız. Sadece Türkiye ve Almanya için değil tüm Avrupa Birliği üye ülkeleri için kazanç olan adımları atmak lazım. Suriye, Irak, Yemen ve Libya konularında görüş birliğimiz var, görüşlerimiz örtüşüyor. İki ülke de bölgenin istikrarı istiyor, terörle ortak mücadeleyi sürdürüyor. Mülteci konusunda da Almanya ile yakın işbirliği içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Bu konuda en duyarlı ülke Almanya olduğunu ve Alman hükümeti olduğunu vurgulamak isterim. Bölgesel konulanda görüş alış verişinde bulunduk. Bundan sonra hangi adımları birlikte atacağız onu eğerlendireceğiz. Hem bölgesel hem de ikili ilişkilerimiz için öneli bir görüşe gerçekleştiriyoruz. İki ülke arasındaki mekanizmaları işletmemiz lazım” dedi.
ÖZEL İLİŞKİLERİMİZ VAR
Alman Dışişleri Bakanı Gabriel ise konuşmasının başında Türkiye'den gelen insanların Alman ekonomisine yaptığı katkıya değinirken, Türkiye'nin Nazi döneminde kaçan insanlara kucak açtığını hatırlattı. Gabriel “Türkiye'nin mültecilere yönelik olumlu tutumu yakın tarihle sınırlı değil. Nazi döneminde kaçmış olan ve Türkiye'ye sığınmış olan bir çok insana da kucak açmıştı. Bunlar arasında çok ünlü, tanınmış isimler de vardı. Dolayısıyla bilinenin dışında çok ortak yönlerimiz var. Yüz yılı aşkın süredir ilişkimiz var. Bunları neden söylüyorum? Çünkü geçtiğimiz aylarda Türkiye ile Almanya arasında fikir ayrılıkları söz konusu oldu. Her konuda hem fikiriz demek mümkün değil. Ancak tüm bu zorlukları aşmayı görev biliyoruz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Sorunların aşılması konusunda ciddi bir iademiz de söz konusu olduğunu belirtmek istiyorum. Mevkidaşım ve ben geleceğe yönelik bu gerilimleri aşmak için gereken adımları atmayı ortak bir vazife olarak kabul ediyoruz” dedi. Gabriel, son dönemde bazı Alman vatandaşlarının tutukluluklarına son verilmesini ise olumlu gelişme olarak değerlendirdi. Hem Çavuşoğlu hem de Gabriel, iki ülkenin ekonomik karma kurullarının ve dışişleri bakanlığı uzmanlarının yakın zamanda yeniden biraraya geleceklerini de söylediler.
Berlin ve Ankara yönetimi bir süredir siyasi gerilimler yaşıyordu. Ancak son haftalarda iki ülkeden de tansiyonu düşürmeye dair açıklamalar geliyordu.
Çavuşoğlu, bu hafta Alman haber ajansı DPA'ya verdiği mülakatta, “Özellikle Sigmar Gabriel ile iyi bir diyaloğumuz var. İki tarafın da ilişkilerin normalleştirilmesine hazır olduğunu düşünüyorum. 2018'den daha iyi bir yıl olmasını bekliyorum.” demişti.
Çavuşoğlu, bir grup gazeteciyle çarşamba günü Ankara'da yaptığı toplantıda da "Almanya ile hiçbir problemimiz yok ama Almanya'nın bizimle problemi var." demiş, Almanya ve bazı ülkelerin sorunlarının ne olduğunu söylemesi gerektiğini belirtmişti.
Almanya tarafından da son dönemde olumlu mesajlar geldi. Gabriel, geçen ay Türkiye'de tutuklu bulunan bazı Alman vatandaşlarının serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, bunun gibi kararların güvenin yeniden inşa edebileceğine ve ilişkilerin rahatlayabileceğine dair umut verdiğini ifade etmişti.
